15. Hukuk Dairesi 2020/1367 E. , 2020/1510 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı-k. davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ..., asil ... geldi. Davalılar ..., ..., ... vekili Avukat ... ve asil ... geldi. Diğer davalılar vekili ve asiller gelmedi. Hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl, karşılık ve birleşen davalar eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan, alacak, sözleşmenin feshi ve yetki ve izin talebinden ibarettir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu 06.04.2017 tarih 2007/229 Esas, 2017/168 Karar sayılı karar ile asıl ve karşılık davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiş, taraf vekilleri süresi içerisinde kanun yoluna başvurmuştur.
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2/1 maddesinde, “Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmi Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve Resmi Gazete’de ilan yapılarak Bölge Adliye Mahkemeleri 20.07.2016 günü itibariyle fiilî olarak göreve başlamıştır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3/2 maddesinde “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” düzenlemesine yer verilmiş iken 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile bu hüküm “12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemesine gönderilmez:” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklikten önce kanun yoluna başvuruda kanun yoluna başvuru tarihi nazara alınır iken, değişiklikle bu yol terk edilmiş ve karar tarihi esas alınmıştır. Yani anlaşılması gereken şudur; bir karara karşı kanun yoluna başvurulur iken bu kararın verildiği tarihe bakılacaktır. Karar, 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş ise temyiz yoluna, 20.07.2016 (bu tarih dahil) tarihinden sonra verilmiş ise, istinaf yoluna başvurulacaktır.
İki düzenleme değişiklik ile birlikte değerlendirildiğinde, istinaf kanun yolunun yürürlüğe girdiği 20.07.2016 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulmuş bir karar hakkında bu kararın kesinleşmesine kadar geçecek süreçte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinafa ilişkin düzenlemeleri eklenmeden önceki hâli uygulanmaya devam edilecektir. Yani 20.07.2016 tarihinden önce temyiz yoluna başvurulmuş bir dosya bu yolla sonuçlanacak olup, bu dosyanın hiç bir şekilde istinaf incelemesine tabî tutulması söz konusu olmayacaktır.
20.07.2016 tarihinden önce bir dosyada verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa, o karar Yargıtayca bozulmuş olsa dahi bundan sonra verilecek kararlarla (bozmadan geçmiş dosyalarla ilgili verilecek kararlar) ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinafla ilgili değişikliklerinin yapılmadan önceki hâline ilişkin düzenlemeler gereği temyiz ve koşulları varsa karar düzeltme yoludur. İstinaf yolu söz konusu olmayacaktır. Burada sonradan verilen kararın 20.07.2016 tarihinden sonra verilmiş olmasının önemi yoktur. Daha açık anlatım ile daha önce Yargıtay incelemesinden geçen bir dosyada verilen kararın istinaf edilmesi mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu 06.04.2017 tarih 2007/229 Esas, 2017/168 Karar sayılı karar ile, asıl ve karşılık davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiş, taraf vekilleri süresi içerisinde istinaf yoluna başvurması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nin 14.05.2019 tarih, 2018/81 Esas, 2019/663 Karar sayılı kararı ile kararın temyiz incelemesine tabi olduğundan bahisle geri çevirme kararı verilmiş ve dosya temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre istinaf mahkemeleri kurulmadan önce Yargıtayca temyiz incelemesi yapılan ve hatta ilk derece mahkemesince HUMK hükümlerine göre temyize tabi bir karar verilmiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemeleri kurulduktan sonra verilen karara karşı temyiz incelemesi yapılması gerektiği yönündedir. Ancak, Bölge Adliye
Mahkemelerinin kurulmasından önce ilk derece mahkemesinin 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre temyize tabi esasa ilişkin bir kararın verilmiş olması gerekir. Bu uygulamanın dayanağı HMK"nın Geçici 3/2 maddesi olup, Yargıtay"ın esasa ilişkin yaptığı bir incelemeden sonra daha alt bir mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesinin denetim yapma ve Yargıtay kararından başka bir karar verme çelişkisi yaratılmaması amacıyladır.
Somut olayda dosya verilen esasa ilişkin karardan önce o tarihlerdeki işbölümü gereğince görevli olan Yüksek 23. Hukuk Dairesi sırayla 09.10.2013 tarih, 2013/7082 Esas, 2013/6234 Karar, 24.02.2014 tarih, 2014/1257 Esas, 2014/1258 Karar, 14.10.2014 tarih, 2014/8442 Esas, 2014/6251 Karar ve 19.11.2015 tarih, 2019/6987 Esas, 2015/7400 Karar, sayılı kararları ile dört kez Yargıtay incelemesi yapılmış ise de; bu incelemelerin geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin talep ve kararlara ilişkin olan ve esasa taalluk etmeyen sınırlı incelemeler olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle; bu incelemelerde işin esasına girilmeyip sadece ihtiyati tedbir ya da ihtiyati hacze ilişkin sınırlı incelemeler yapıldığı ve esasın tartışılmadığı nazara alındığında bu incelemeler bahsi geçen kanun hükmü ve uygulama kapsamında değerlendirilemez. Daha açık bir deyişle; verilen son karar temyiz incelemesine değil, istinaf incelemesine tabidir. İstinaf incelemesi yapılması gerekir iken hatalı yorum ve değerlendirme yapılarak dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesi doğru olmamış, istinaf incelemesi yapılmasını teminen dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.