12. Hukuk Dairesi 2018/13774 E. , 2018/9926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı .... A.Ş. tarafından üç adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu avalist ... icra mahkemesine başvurarak, asıl dosyada borca itirazının yanısıra senetlere kendisinin fazladan imzasının alındığını ve kefilliğinin geçersiz olduğunu ileri sürdüğü, birleştirilmesine karar verilen 2016/184 E.-175 K. sayılı dosyada ise borca itirazla birlikte yetki itirazında bulunulduğu, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile asıl ve birleşen dosyalardaki itirazların yetkili mahkemece değerlendirilmesine karar verildiği görülmüştür.
TTK"nun 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de, yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Madde metninde tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.
Aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.
Somut olayda, takip dayanağı bonolarda, ihtilâf halinde ... Mahkemelerinin(İcra Dairelerinin) yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, alacaklı lehtar şirket gibi, ... Gıda Orman Ürünleri .. San. Tic. A.Ş.nin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 30.11.2010 tarih
ve 7697 sayılı nüshasına göre tacir sıfatını haiz olduğu, muteriz borçlu ..."ın da keşideci şirketin müdürü olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, HMK"nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlendiği belirlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, Dairemizin değişen içtihatlarına göre, kambiyo senetlerinin özelliği de gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesi avalisti de bağlar.
O halde, yerel mahkemece borçlu ..."ın yetki itirazının reddedilerek asıl ve birleşen dava dilekçelerinde ileri sürdüğü diğer itirazlarının incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.