Esas No: 2022/9380
Karar No: 2022/13568
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/9380 Esas 2022/13568 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 22. İş Mahkemesi ile Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki davada yetkisizlik kararı verilmesi sonucu dosya bölge adliye mahkemeleri arasında gidip gelmiştir. Davanın konusu sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemidir. Sosyal Sigortalar Kanunu ve İş Mahkemeleri Kanunu'ndaki yetki hükümlerinin incelenmesine rağmen, Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, davanın açıldığı mahkemenin yetkili olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı durumlarda yetki itirazının cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerektiği, kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sonuca göre, davanın ilk açıldığı İstanbul 22. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek, İstanbul 22. İş Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesi ve 80. maddesinin 6. fıkrası
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101. maddesi
- 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 6. maddesi ve 9. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19. maddesi, 21. maddesi, 22. maddesi, 116/1-a maddesi ve 117/1. maddesi
- 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri ve Cumhuri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 22. İş Mahkemesi ile Yerköy Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Dava, sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir.
İstanbul 22. İş Mahkemesince, eldeki davada kesin yetki söz konusu olmamakla birlikte davacının iş kazasını geçirdiği adresin Kaleseramik ... Kalebodur Seramik Sanayi A.Ş.’nin ... Yerköy’de bulunan üretim tesisi olduğu bu nedenle davaya bakmaya iş kazasının gerçekleştiği yer mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) ise, yetkinin kesin olmadığı hallerde süresinde yapılan yetki itirazı üzerine verilen yetkisizlik kararı istinaf veya temyiz yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise dosyanın gönderildiği mahkemenin bu yetkisizlik kararı ile bağlı olduğu, ancak kesin yetki bulunmadığı gibi, yetki itirazının olmadığı durumda yetkisizlik kararı verilemeyeceği, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, dolayısıyla İstanbul 22. İş Mahkemesinin herhangi bir yetki itirazı olmadığı için yetkili hale geldiği ve davayı görmeye devam etme zorunluluğu içinde olmasına rağmen usul ve yasaya aykırı olarak yetkisizlik kararı verdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesinde; “Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uzlaşmazlık, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.” hükmü ve 80. maddesinin 6. fıkrasında; “Kurum alacaklarının tahsilinde 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” hükümleri yer almakta iken, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesinde; “Bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği” düzenlenmiş, görev konusu açıklanmış olmasına karşın, Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinin 19. fıkrası ile “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu” düzenlenmişse de, anılan kesin yetki kuralının uygulanabilmesinin yasal koşulu uyuşmazlığın, Kurum alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak 6183 Sayılı Kanun’un uygulanmasından doğmuş bulunmasıdır.
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yetki konusunun düzenlendiği 5. maddesinde; “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü öngörülmüştür.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde de; "İş Mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir." düzenlemesine yer verilmiştir. Kamu düzenine ilişkin yetki kuralını düzenleyen 7036 sayılı Kanun’un 6. maddesinin, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan alacak ve hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarına uygulanacağı kabul edilmelidir. 7036 sayılı Kanun'un 9. maddesinde; bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
Diğer taraftan, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmelidir. 6100 sayılı Kanun'un yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde, "Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." denilmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 127. maddesinde, cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlar içinde sayıldığı ve 117/1.maddesinde de ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davanın İstanbul 22. İş Mahkemesinde açıldığı, davalıların yetki itirazında bulunmadığı, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kesin yetkinin bulunmadığı ve usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı durumlarda davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği anlaşılmakla, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı İstanbul 22. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince İstanbul 22. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.