8. Hukuk Dairesi 2010/25 E. , 2010/2942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Maçka Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 15.09.2009 gün ve 33/228 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, davalılar üzerinde paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı bulunan 109 ada 2 parselin ortak miras bırakan ......’tan kaldığını, terekenin taksim edilmediğini, taşınmaz üzerinde tüm mirasçıların payları bulunduğunu açıklayarak tapu kaydının iptaliyle veraset belgesindeki paylar oranında ...... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar dışındaki mirasçılar yargılama oturumlarına katılarak miras payları oranında adlarına tesciline ve davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalılar katıldıkları oturumlarda, dava konusu parselin babaları ...tarafından sağlığında kendilerine verildiğini, kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmaz üzerinde diğer mirasçıların payları bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne,109 ada 2 parselin tapu kaydının iptali ile veraset belgesindeki paylar oranında ...... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 109 ada 2 parsel, ceddinden miras ve taksim yoluyla intikal ettiği, 30-40 yıldan fazla süredir zilyetliklerinde bulunduğu açıklanmak suretiyle 09.05.2007 tarihinde 1/2 oranında paylı mülkiyet şeklinde davalılar ... ve ... adına tespit edilmiş, 23.07.2007 tarihinde hükmen davalılar adına tescil edilmiştir.
Dava; mirasçılar arasında sürdürülen miras hakkına dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, 109 ada 2 parselin ortak miras bırakan ...’ten kaldığını, terekenin taksim edilmediğini ve taşınmaz üzerinde miras payları bulunduğunu açıklayarak istekte bulunmuşlar, davalılar ise, babaları tarafından 1975 yılında kendilerine verildiğini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı ve taksim edilmediği, elbirliği mülkiyet şeklinde bulunan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin iktisapsağlamayacağı ve davalılar adına yapılan tespitin hatalı olduğu görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Dosya içerindeki mirasçılık belgesine göre, tarafların ortak miras bırakanı ...... 10.05.1975 tarihinde ölmüş olup 22.07.2008 tarihli keşif sırasında taşınmaz başında dinlenilen yerel bilirkişi Yunus Kuşçu, davacı tanığı... ile davalı tanıkları ... ... ve ...; taşınmazın öncesinin tarafların ortak murisi ......’a ait olduğunu, ölmeden önce taşınmazı oğlu davalı ...’e verdiğini, ...’in yurt dışında çalışması nedeniyle 30 yıldan fazla süredir taşınmazı onun adına davacı ...’in kullandığını bildirmişlerdir. Bu açıklamalar dikkate alındığında, miras bırakan ...tarafından dava konusu parselin ölmeden önce davalılardan ...’a bağışlandığı bu tarihten tespit tarihine kadar ... tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. O halde taşınmaz miras bırakan tarafından sağlığında bağışlandığına göre taşınmazın terekeden çıktığının kabulü gerekmektedir. Bu açıklamalar karşısında taşınmazın elbirliği mülkiyeti şeklinde olduğu ve davalılar tarafından sürdürülen zilyetliğin malik sıfatıyla olmadığı ve mülkiyet sağlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirme sonunda davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalılardan ...’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle davalı ...’ın 1/2 payına ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ve HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 88,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.