Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4185
Karar No: 2022/13688
Karar Tarihi: 11.10.2022

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/4185 Esas 2022/13688 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2022/4185 E.  ,  2022/13688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22 nci maddesine göre idarenin davacıya geri alım hakkını kullandırması, mümkün olmadığı takdirde geri alım hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından kamulaştırılan ... İli, ...İlçesi, ... Mahallesi 14056 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma amacının ortadan kalktığını bu nedenle söz konusu taşınmazın geri alım hakkının kullandırılmasını, bunun mümkün olmadığı takdirde, taşınmazda meydana gelen katma değerin maddi tazminat olarak tahsilini talep etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerinde kamulaştırma işleminin yapıldığını ve imar planına uygun olarak yapılan kamulaştırmanın tamamlandığını, imar planında bir değişiklik olmadığını ve davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı idarenin kamulaştırdığı taşınmaz ile ilgili hiçbir yatırım faaliyetinde bulunmadığını, taşınmazın tapuda tescil tarihinin 11.01.1999 olduğunu, müvekkilinin 27.03.2018 tarihinde davalı idareye bir dilekçe ile müracaat ederek iade talep ettiğini, talebin reddedildiğini, davaya konu taşınmazın davalı idare adına tescil işleminin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) yapılan düzenlemeden önce yapıldığını, idarenin kamulaştırma yatırımına dair bir işleme başlamadığını, sifon geçiş yerini de başka bir taşınmaza taşıdığını, 5 yıllık yasal sürelerin dolmadığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin 11.09.2014 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın imar planına göre 25 metrelik yol gövdesinde kalması ve yapılacak olan sifon geçiş imalatının emniyetli ve teknik çalışma mesafeleri nedeniyle göçme ve yıkılma tehlikesi oluşturmaması amacıyla kamulaştırıldığını, taşınmazın 11.01.1999 tarihinde Belediye Başkanlığı adına tescil edilmesine karşın, dava tarihine kadar geçen uzun süre içinde "Manda çayı sifon geçiş yeri" olarak bir işlem yapılmadığını, 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 10.09.2014 tarihli 6552 sayılı Yasa’nın 100 üncü maddesi ile eklenen 3.fıkrada “Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz” hükmünün getirildiğini, kamulaştırmanın 07.12.2000 tarihinde bedel artırım davasının kesinleşmesi ile tamamlandığını, taşınmazın ise 11.01.1999 tarihinde kamulaştırmayı yapan yönetim adına tescil edildiği göz önüne alındığında, dava tarihinde beş yıllık süre dolduğundan dava konusu taşınmaz için 2942 sayılı Kanun'un 22.maddesi hükümlerinin uygulanamayacağının açık olduğunu, 5 yıllık sürenin dolduğu tarihten sonra taşınmazın eski malikinin 2942 sayılı Kanun'un 23.maddesi uyarınca taşınmazı geri alma hakkının doğduğunu ve en geç, 2006 yılına kadar taşınmazı geri almak üzere dava açılması gerekli olup mevcut davanın 05.11.2019 tarihinde yani 1 yıllık süreden çok sonra açıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmistir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı idare tarafından kamulaştırma amacına uygun fiilen hiçbir işlem yapılmadığını, en azından kamulaştırma amacı olan "Sifon Geçiş ve Yol" işleminin fiilen yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla mahallinde keşif yapılması gerektiğini, eksik inceleme ile varsayım üzerine karar verildiğini, müvekkillerinin kamulaştırma bedelinin artırımı davası açtıklarını, kamulaştırmanın bu dava ile kesinleştiğini, ancak mahkemenin kamulaştırmanın tescil davasının kesinleşmesi ile kesinleştiğinin kabul ettiğini, hak düşürücü sürenin 10.09.2014 tarihinden sonra yapılan kamulaştırmalar için söz konusu olduğunu, eldeki davada hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
    Uyuşmazlık, kamulaştırılan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının geri alım hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    2. İlgili Hukuk
    1. 2942 sayılı Kanun'un "Vazgeçme, iade ve devir" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
    “Kamulaştırmanın (…) kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. (Değişik ikinci ve üçüncü cümleler: 10/9/2014 - 6552/100 md.) Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi hâlinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. (Mülga dördüncü cümle: 10/9/2014-6552/100 md.)
    (Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23 üncü maddeye göre geri alma hakları da düşer.
    (Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.
    Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanun'un 30 uncu veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 23 üncü maddesine göre işlem yapılır.”
    2. 2942 sayılı Kanun'un "Mal sahibinin geri alma hakkı" kenar başlıklı 23 üncü maddesi şöyledir:
    “Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.
    Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.
    (Ek fıkra: 10/9/2014-6552/100 md.) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen süreler geçtikten sonra kamulaştırılan taşınmaz malda hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz.
    Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır.
    Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.”
    3. Değerlendirme
    1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2. Dava konusu taşınmaz ... Büyükşehir Encümeninin 20.05.1998 tarihli ve 06.1182 sayılı kararı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında "Manda Çayı Sifon Geçiş Yeri ve 25 metrelik yol" kullanımında kalması nedeniyle kamulaştırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/871 Esas sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin artırılması davası açılmış, yapılan yargılama sonunda kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verilmiş, karar temyiz incelemesinden geçerek 20.11.2000 tarihinde onanmış, ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/778 Esas- 1998/1000 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un 17 nci madde uyarınca idare adına tesciline karar verilmiştir.
    3. Davacı idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak yol yapılmış ve halen de taşınmazın kısmen yol olarak kullanılmaya devam ettiği ancak kamulaştırma amaçlarından biri olan “Manda Çayı Sifon Geçiş Yeri” yapılmadığından, davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmış olup, davacı idarenin taşınmazı olduğu gibi bırakmadığı, kamulaştırma amacına uygun olarak yol yaptığı ve halen de kısmen yol olarak kullanılmaya devam edildiği gözetildiğinde, 2942 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığı gibi, 22 nci madde uyarınca yapılan incelemede de her ne kadar Anayasa Mahkemesinin 11.06.2015 tarihinde yayımlanan 14.05.2015 tarihli ve 2014/177 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararı ile 6552 sayılı Yasa’nın 101 inci maddesi ile eklenen geçici 9 uncu maddesinde yer alan 22 nci maddesinin 1, 2 ve 3. fıkra hükümleri iptal edildiği, böylece 11.09.2014 tarihinden önce açılan ve halen kesinleşmeyen davada 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile getirilen 5 yıllık süre şartının uygulanma imkanı kalmamış ise de, temyize konu dava 05.11.2019 tarihinde açılmış olup, anılan madde dava tarihi itibarıyla yürürlükte olup, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi