Esas No: 2022/4186
Karar No: 2022/13692
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/4186 Esas 2022/13692 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan, dava konusu taşınmaza fiili bir el atmanın olmadığı ve bir tesis yapılmadığından dolayı davacının talebinin reddedilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili daha sonra kararı istinaf etmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi de reddetmiştir. Temyizde davacı vekili, bilirkişi raporu ile fiili el atmanın olduğunu belirtmiş olsa da her taşınmaz için ayrı ayrı ele alınması gerektiği vurgulanmış ve dava reddedilmiştir. Kanun olarak ise, usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna dair karar hatırlatılmıştır. Ayrıca, bir taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının kabul edilebilmesi için kamulaştırma yetkisi olan idarelerin sahiplenme kastı ile kamulaştırma işlemi yapmaksızın veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamaksızın özel mülkiyete tabi bir taşınmaza fiilen ve sürekli olarak el koyması veya üzerine bir tesis yapmasına ya da imar planlarında taşınmazı kamu yararına tahsis etmesi neticesinde mülkiyet hakkının kullanılması gereklidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 198 ada 477 parsel sayılı taşınmazın doğal arazi yapısı bozulmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili Belediyenin fiili el atma olarak nitelendirilebilecek herhangi bir eylemi olmadığından yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yerinde görülmeyen davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaza fiili olarak el atmanın olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, fiili el atmanın davalı idare tarafından gerçekleştirildiğini, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/29 Esas, 2018/89 Karar sayılı dosyasının gerekçeli kararında sınırdaş parseldeki el atmanın müvekkiline ait parseldeki el atmayla birebir aynı olduğunu, emsal dava ve dosyaların yeterince incelenmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafından dava konusu taşınmaza yapılmış fiili bir el atma olmadığı, parsel ve yakın civarında herhangi bir şekilde toprak malzeme alındığını gösteren bir bulguya rastlanılmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmistir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza fiili bir el atmanın olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, raporda inşaat malzemesi döküldüğünü, yüzeyin inşaat artığı demirli beton parçaları da dahil olmak üzere sıkı tutturulmuş, taş toprak ile kaplı olduğu belirtmekle beraber, bu durumun fiili el atma olarak kabul edilmediğini, ancak dava konusu taşınmaz üzerinde fiili el atmanın bulunduğunu, bu el atma nedeniyle taşınmazın doğal yapısının bozulduğunu, kalıcı olarak fiilen değiştirildiğini, bu fiili el atmanın davalı idare tarafından gerçekleştirildiğini, dava konusu taşınmaza bitişik parsellere davalı idare tarafından fiilen el atıldığı ve bu hususta açılan davaların kabul edildiğini, sunulan emsal dosyaların yeterli incelenmediğinden davanın reddine karar verildiğini, fiili el atmanın varlığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının kabul edilebilmesi için kamulaştırma yetkisi olan idarelerin sahiplenme kastı ile kamulaştırma işlemi yapmaksızın veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamaksızın özel mülkiyete tabi bir taşınmaza fiilen ve sürekli olarak el koyması veya üzerine bir tesis yapmasına ya da imar planlarında taşınmazı kamu yararına tahsis etmesi neticesinde mülkiyet hakkının kullanılması gereklidir.
3. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 198 ada 477 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından sahiplenme kastı ile kalıcı nitelikte el atılmadığı sabit olup, el atma olgusunun her taşınmaz için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, komşu taşınmaza fiilen el atılması da eldeki dava için sonucu değiştirmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın istenildiğinde iadesine, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.