11. Hukuk Dairesi 2019/986 E. , 2019/7668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2016/184 E. - 2017/255 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 27/09/2018 tarih ve 2018/271 E. - 2018/977 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2013/48388, 2013/48390, 2013/80288, 2014/10915, 2013/72625 sayılı ve "elemanonline.net", "elemanonline", "elemanonline", "elon elemanonline", "elemanonline.net.Türkiye"nin İş İlanları Sitesi" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “eleman online” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2013/47264 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa başvuru konusu markanın yaratıcısı ve ilk kullanıcısı sıfatının davacı şirket ortaklarına ait olduğunu ve çeşitli alan adı uzantıları ile de markanın 2004-2008 yılları arasında kesintisiz kullanıldığını, 2008 yılında yaşanan yasal prosedürler nedeniyle, bu süreç tamamlanana kadar, davalı firma ile inançlı temlik yapılarak alan adı devrinin gerçekleştirildiğini, ancak davalı firma ortağı ile kurulan adi ortaklıkta uyuşmazlıklar yaşandığını ve davalı firmanın kötüniyetli olarak elemanonline ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, yine davacı firma yazılımının davalı sitesinde kullanıldığının bilirkişi marifetiyle tespit edildiğini, dava konusu markanın davacı firma ortağı tarafından halk nezdinde meşhur ve maruf hale getirilmiş olduğunu, elemanonline markasının ulusal ve uluslararası merciler nezdinde davacı adına tescilli olduğunu, davalı ... tarafından markanın kullanılmasının, bu kimselerin ve davacının fikri mülkiyet haklarını zedeleyeceğini, davalı tarafından gerek 2011/08697 sayılı marka, gerekse 2013/47264 sayılı marka tescillerinin kötüniyetli bir biçimde, markanın kendine ait olmadığı bilindiği halde, menfaat elde etmek için gerçekleştirildiğini, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 2016-M-1988 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı iddialarının ispat edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin “elemanonline” markasının sahibi olduğunu, bu markanın TPMK tarafından 2011/08697 sayı ile 03.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 10 yıl süre ile müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkili adına tescilli bu markanın, müvekkilinden izin alınmaksızın birebir kopyalandığını ve aynı sektörde faaliyet gösteren www.elemanonline.net internet sitesinde kullanıldığını, bu izinsiz kullanıma ilişkin ceza davasının halen devam ettiğini, davacının dayandığı İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai ve Hukuk Mahkemesi"nin 2013/59 E. sayılı dosyasında davacının davasının red edilip, müvekkili şirketin davasının kabul edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu başvuru ile davacının fiili kullanımın farklı sınıflara ilişkin olduğu, davacının 556 sayılı KHK m. 8/3 kapsamında öncelik hakkının bulunmadığı, davacının 556 sayılı KHK m. 8/5 hükmüne göre de bir hakka sahip olmadığı, davacı markalarının tanınmış olduğunun ispatlanamadığı, başvurunun kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacdan alınmasına, 02/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.