Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 11.09.2012 tarih, 2012/8329E.-26040K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlunun, borcun kısmen ödendiğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 169-a/1. maddesi gereğince borçlu, icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, borçlunun takibe konu edilen bonoya ilişkin kısmen ödeme itirazında bulunduğu ve bu ödemeye ilişkin 06/07/2010 tarihli tahsilat makbuzu sunduğu görülmektedir. Sunulan ödeme belgesinde, yukarıda açıklandığı üzere dayanak senede mahsuben yapıldığının kabulünü sağlayacak şekilde bir atıf bulunmamaktadır. Alacaklı vekili de, gerek cevap dilekçesinde gerekse 29/12/2011 tarihli duruşmada, sözkonusu ödemenin cari hesaptan mahsup edildiğini ve senedin de bu tarihten sonra alındığını belirtmiştir. Alacaklı vekilinin bu beyanının, ödemenin, takibe konu senede mahsuben yapıldığının kabulü olarak değerlendirmek mümkün değildir.
O halde, mahkemece, ödeme belgesinde açıkça senede atıf bulunmadığı ve alacaklının da, ödemenin senede mahsuben yapıldığını kabul etmediği hususları dikkate alınarak İİK.nun 169/a-1.maddesindeki belgelerle ispat edilemeyen kısmen ödeme itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü ve ayrıca, İİK"nun 169/a-6. maddesinde, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, borçlunun isteği üzerine takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlemesine rağmen, itiraz eden borçlunun talebi olmadığı halde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenlerle bozulması gerekirken onandığı
anlaşıldığından alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11/09/2012 tarih ve 2012/8329E.-26040K.sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.