16. Ceza Dairesi 2020/2986 E. , 2020/5191 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2018 tarih ve 2018/283 - 2018/556 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanığın TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 ,TCK"nın 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 06.11.2019 tarih ve 2019/1582 Esas, 2019/6838 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olduğunun kabulü gerektiğinden;
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Hukuka uygun olarak elde edilen (HTS) kayıtlarının incelenmesinde, “sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan 0544 .... GSM nolu hattının Ankara genelinde bulunan ücret karşılığı kullanıma sunulan farklı farklı kez sabit hatlı telefonlardan, (07.07.2013 – 17.11.2013) tarihleri arasında toplam 1 kez ardışık 8 kez tekil olarak arandığının, şeklinde olduğunun anlaşılması karşısında, arama sayısı, aramaların ardışık ve periyodik olması, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, sanığın farklı sabit hatlardan aranması, aranmaların makul görünmemesi nazara alındığında, sanığın örgütün iletişim metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu, yine soruşturmada tanık olarak dinlenen ...’ın beyanında; "Sanığı teşhis edip; Benim cemaat abim kod adını... olarak bildiğim... raporum olmasına rağmen personel sınıfına atanmamın yapılabilmesi için rahatsızlığımı yüksek seviyede olduğunu gösterir rapor alalım dedi. Personel sınıfına atanmam böylece daha kolay olacaktı. Hatırlayamadığım bir saat ve tarihte... GATA nın içinde belli bir yerde beklememi istedi. Bir doktor gelip seni oradan alacak dedi. Daha sonra doktor ... yanıma geldi ve sen ne bekliyorsun dedi. Bende bel fıtığı rahatsızlığım var rapor almak için geldim dedim. Bulunduğumuz yer hastanenin tenha bir yerdiydi ve beyin cerrahisi bölümü ile de alakası yoktu. Sonra bir odaya götürdü, daha önce almış olduğum raporun aynısını düzenleyerek bana verdi... Benden sorumlu olan... daha yüksek oranda rapor alabilmem için ..."a yönlendirdiği için ..."ın FETÖ/PDY yapılanması içinde olduğunu düşünüyorum " şeklindeki söylemeleri de dikkate alındığında, mahkemenin sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.