Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1667
Karar No: 2010/2924
Karar Tarihi: 01.06.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1667 Esas 2010/2924 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1667 E.  ,  2010/2924 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine, Mahmudiye Köyü Tüzel Kişiliği ve Orman Genel Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının reddine dair Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.10.2009 gün ve 60/211 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.06.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı Hazine vekili Avukat ... ve Orman İşletme Şefliği vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 3500 m2 yüzölçümlü taşınmazın 20 yılı aşkın bir süreden beri vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini, içerisinde bahçe ve ev bulunduğunu belirterek vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Genel Müdürlüğü temsilcisi, dava konusu yerin Devlet ormanı olduğunu ve zilyetlikle iktisabının olanaklı bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı Hazine vekili, çekişmeli yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dairenin 23.12.2008 gün ve 2008/5710 E., 2008/6334 K.sayılı ilamıyla araştırmaya yönelik bozma sevk edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu bakımdan uyulan bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu vardır. Teknik bilirkişi Hasan Bulut ve arkadaşının 14.3.2007 günlü rapor ve krokilerinde B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kalması nedeniyle mahkemece reddine karar verilmiş ve davacı tarafından temyiz edilmediğinden bu taşınmazla ilgili redde ilişkin hüküm kesinleşmiştir. Uyuşmazlık konusu oluşturan aynı krokide A harfiyle gösterilen 2263.93 m2 yüzölçümlü yerdir. Dava konusu taşınmaz 1961 yılında yapılan arazi tapulaması sırasında orman niteliğiyle tapulama dışı bırakılan bir yerdir. 1965 yılında taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastro çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalara ilişkin tanzim edilen tutanaklar 2.2.1981 tarihinde askıya çıkarılmıştır. 1965 yılında yapılan orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin belgelerin ve kadastro çalışmasının kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamadığından duraksama hasıl olmaktadır. Aynı yörede 1990 – 1991 yıllarında ise aplikasyon ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Taşınmazın; 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları dışında ya da içinde kalıp kalmadığı; dinlenen uzman bilirkişi orman mühendislerinin raporlarından ve elde edilen belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan öncelikle 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın orman sınırları dışında tutulup tutulmadığı önem taşımakta olup, uyuşmazlık konusunu bu nokta oluşturmaktadır. Şayet dava konusu olan ve krokide A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırlandırma hattının dışında bırakılmış ise, bu kadastro çalışmalarına ilişkin belgelerin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar davacının kazanmayı sağlayan 20 yıllık süresi dolmuş ise davacının bu yeri edinme olanağı vardır.
    Bu bakımdan öncelikle mahkemece yapılacak iş; 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait tutanak ve belgelerin 2.2.1981 tarihinde askıya çıkarıldığı gözetilerek kesinleşme tarihinin ilgili Orman İdaresinden sorulması, buna ilişkin belge getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra yeniden yapılacak keşifte kesinleşen 1965 yılına ait orman kadastro haritası ve belgelerinin daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi orman mühendisi veya yüksek mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması 1965 yılı sınırlandırmasına göre dava konusu ve krokide A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün kesinleşen orman sınırlandırma hattının dışında kalıp kalmadığı veya orman sınırlama hattının içinde bulunup bulunmadığı hususlarında uzman orman bilirkişisinden duraksamaya yol açmayacak biçimde kesin, inandırıcı ve gerekçeli rapor istenmesi, kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar A harfiyle gösterilen yer bakımından diğer kazanma koşulları yanında davacının 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 01.06.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuksal nedenine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararından sonra davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; 23.12.2008 tarihli bozma kararının ikinci sayfasında “Açıklanan olgulardan itibaren devam eden paragraf içerisinde bozma ilamı üç sebebe dayandırılmıştır. Bunlardan birincisi 1961 yılındaki orman tahdidinde dava konusu yerin tamamını devlet ormanı olarak belirlenip belirlenmediği, ikincisi 1961 yılındaki arazi tapulamasında bu yerin devlet ormanı olarak gösterilip gösterilmediği, üçüncüsü ise davacının dava konusu yerin bitişiğindeki 242 nolu parselin çaplı olarak 15.02.1988 tarihinde satın aldığından çap satın alan kişinin zilyetliği en erken bu tarihte başlaması gerektiğine…” denilmektedir.
    Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına uyulmakla taraflar için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak teşkil edeceği tartışmasızdır. Nitekim, mahalli mahkeme bozmadan sonra mahalli kadastro müdürlüğünden araştırma yapmış olup, dosyada mevcut 22.09.2009 tarihli Sapanca İlçesi Kadastro Şefliğinin yazısına göre, dava konusu yerin tapulama çalışmalarında “Kadastro harici ormanlık saha” olarak yazıldığı bildirilmiştir. Ayrıca, Orman Bölge Şefliğinden 1961-1965 tarihlerinde orman tahdit çalışmalarının yapılıp yapılmadığı sorulmuş, anılan yanıtta dava konusu taşınmazın bulunduğu Mahmudiye Köyü’nde 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastro çalışmasının yapılmadığı, ancak aynı köyde 1965 yılında orman tahdidinin yapıldığı, 1991 yılında ise 3302 sayılı Yasayla Değişik 2/B maddesi uygulamasının yapıldığı, bunlara ilişkin tutanak ve haritaların gönderildiği görülmüştür. Yapılan incelemeler kapsamına göre; dava konusu taşınmaz 1961 yılında yapılan arazi tapulamasında kadastro harici ormanlık saha olarak bırakılmıştır. Kadastro ekiplerinin yaptıkları belirlemelerin geçerli olduğu Hukuk Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları gereğidir. Bu durumda, 2/B maddesi uygulaması yapılıp orman dışına çıkarıldığı tarihe kadar bu yerin orman olduğunun kabulü kuşkusuzdur. Bundan ayrı, dosyadaki çap kaydına göre, davacı bu yerin bitişiğindeki 242 nolu parseli 15.02.1988 tarihinde tapudaki satışla edinmiştir. Bu tarihten itibaren dava tarihine kadar ve 2/B uygulaması ile çıkarma tarihinden dava tarihine kadar zilyetlikle mülk edinme koşulları davacı yararına gerçekleşmemiştir. Bunlardan ayrı, 2/B uygulamasıyla orman dışına çıkarma Hazine adına olması gerektiğinden Hazine adına çıkarılan bir yerin zilyetlikle kazanılması dahi mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, yerel mahkemece Dairenin bozma ilamına uyulmasından sonra vermiş olduğu ret kararı açıklanan gerekçelerle doğrudur. Bu nedenle, yeniden araştırmaya yönelik bozma yapılması dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Açıkladığım tüm bu nedenlerle mahalli mahkemenin kararının onanması gerektiği düşüncesindeyim. Bu sebeplerle Dairenin Sayın çoğunluğunun görüşlerine katılamıyorum. 01.06.2010






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi