Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/947
Karar No: 2019/7662

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/947 Esas 2019/7662 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/947 E.  ,  2019/7662 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/05/2017 tarih ve 2015/287 E- 2017/375 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/12/2018 tarih ve 2017/951 E- 2018/1691 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında müvekkilinin yüklenicisi olduğu Bosna Hersek Komek Ek Bina İnşaatı kapsamında gerçekleşen risklerin teminat altına alınması için “İnşaat Bütün Tehlikeler Sigorta Poliçesi” akdedildiğini, inşaatta 07.10.2013 tarihinde gerçekleşen göçme olayı neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, uğranılan zararın tazmini için davalıya başvurmuşsalar da davalının ödeme yapmadığını, sözleşmenin imza edilmesi aşamasında davalının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, akabinde 12.04.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 119.473,98 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, ıslahla artırılan tutara ilişkin zamanaşımı def"inde bulunmuş, müvekkilinin aydınlatma yükümünü yerine getirdiğini, davacı yanca, TTK’nın 1423/2. maddesine gereğince, sözleşmeye 14 gün içinde itiraz edilmediğinden sözleşmenin poliçede belirlenen şartlarda yapıldığının kabulü gerektiğini, poliçe ve klozlara göre müvekkilince ödenebilecek tutarın 35.506,69 TL olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı yanca ıslah edilen tutarın zamanaşımına uğradığı savunulmuşsa da TTK’nın 1420. ve TBK’nın 146., 154. ve 157 maddeleri değerlendirildiğinde anılan savunmanın yerinde olmadığı, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinin davalı tarafından davacıya TTK"nın 1424 ve1425. maddeleri gereğince gönderilmediği, ayrıca davalının TTK"nın 1423. maddesi ve 5684 sayılı Kanunun 11/3. maddeleri uyarınca yükümlü olduğu bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, inşaat sigortası poliçesi genel şartlarında düzenlenen ve kapsamı belirlenen hükümlerin taraflarca özel şartlar konularak kapsam olarak daraltılamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, TTK"nın 1423/2. maddesi uyarınca, aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettirenin, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde bu duruma itiraz etmesi gerektiğini, aksi halde sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılacağı, davacının poliçeye yönelik belirtilen süre içerisinde yapmış olduğu herhangi bir itiraz bulunmadığı, bu nedenle mahkemenin aydınlatma yükümlülüğün yerine getirilmediği şeklindeki kabulünün isabetli bulunmadığı, davalı vekilince ıslah edilen tutara ilişkin zamanaşımı definde bulunduğu, huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK"nın 1420. maddesi ve İnşaat Sigortası Genel Şartlarının C.10 maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, aynı Yasa’nın 1427/2. maddesine göre, zamanaşımı süresinin ihbarın yapıldığı tarihten itibaren 45 günlük süre içerisinde başlayacağı, ihbarın 08.10.2013 tarihinde yapıldığı, buna göre zamanaşımı süresinin 23.11.2013 tarihinde başladığı, kısmi davada, zamanaşımınn sadece dava dilekçesiyle belirtilen tutar bakımından kesileceği, davanın açıldığı 07.10.2015 tarihinde dava dilekçesiyle talep edilen tutar bakımından zamanaşımı süresi henüz dolmamışsa da, ıslahın yapıldığı 13.04.2017 tarihi itibariyle ıslah dilekçesiyle talep edilen tutar bakımından zamanaşımı süresinin geçtiği, ancak davalı yanın, 06.11.2015 tarihinde verdiği cevap dilekçesiyle 35.506,69 TL bakımından ikrarda bulunduğu, TBK’nın 154. maddesi gereğince bu miktar bakımından zamanaşımın kesildiği ve ıslah tarihi itibariyle de bu miktar bakımından zamanaşımın geçmediği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, 35.506,69 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, davacının dava dilekçesiyle, fazlaya ilişkin tüm haklarını saklı tuttuğunu bildirerek, şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL’nin tahsilini talep ederek, davasını HMK’nın 109. maddesinde, tanımlanan kısmi dava şeklinde açmış olmasına, bilirkişi raporu alınmasından sonra verdiği 12.04.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, açıkça davasını ıslah ettiğini bildirmesine, davalı yanca zamanaşımı def’i ileri sürülene kadar davanın HMK’nın 107. maddesinde tanımlanan belirsiz alacak davası olduğuna ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış olmasına ve dava dilekçesiyle dahi alacağını belirleyemediğini ileri sürmemiş bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/12/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Davacı vekili 07.10.2015 tarihli dava dilekçesinde "fazlaya ilişkin haklarım saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL" alacağının tahsilini talep etmiş, bilirkişi raporundan sonra ıslah dilekçesiyle bu miktarı 119.473 TL"ye çıkarmıştır.
    Davacı vekili, davanın açıldığı tarihte alacağının bir kısmını talep etmiş, ancak dilekçesinde bu talebinin "kısmi davaya" dayalı olduğunu söylememiştir. Alacak HMK 107. maddesinde yer alan belirsiz alacak davasına konu olabilecek nitelikte bir alacak olduğundan, Mahkemece, talebin belirsiz alacak talebi niteliğinde olduğu ve zamanaşımının alacağın tamamı yönünden dava açılmakla kesilmiş sayılması gerektiği, bir an için davanın ve talebin niteliği konusunda tereddüt bulunması halinde ise HMK 119/-1-ğ maddesi uyarınca davacıya talebin açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilerek zamanaşımı değerlendirmesi yapılmasının doğru olmadığı kanaatinde olduğumuzdan, onama yönündeki Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyoruz.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi