12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/28717 Karar No: 2013/4918 Karar Tarihi: 19.02.2013
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/28717 Esas 2013/4918 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/28717 E. , 2013/4918 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/09/2012 NUMARASI : 2012/504-2012/708
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Öte yandan, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. Herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin direnme kararı verilmesinin, hakimin yargılama görevini savsaması olarak dahi düşünülmesi mümkündür (Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11-620 esas, 2006/659 karar sayılı kararı). Bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında: mahkemece, "davacı tarafça davalı aleyhine kredi alacağına dayanarak genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, borçlunun süresinde itirazı nedeniyle takibin durduğu, davanın süresinde açıldığının anlaşıldığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişinin dava şartlarının bulunmadığını raporunda belirttiğinden" bahisle davanın reddine karar verildiği, kararın gerekçesinde içeriğinden de bahsetmeksizin bilirkişi raporuna atıf yapıldığı anlaşılmakla; verilen bu kararın, yukarıda açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyi içermediği çok açıktır. O halde, mahkeme kararının, işin esasına yönelik herhangi bir inceleme yapılmaksızın, salt bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.