Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2019/3122
Karar No: 2022/2900
Karar Tarihi: 13.06.2022

Danıştay 7. Daire 2019/3122 Esas 2022/2900 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/3122 E.  ,  2022/2900 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/3122
    Karar No : 2022/2900

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    2- (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü) ...
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Asıl amme borçlusu … Kimya Gıda ve Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden tahsil edilemeyen 2011 yılının Haziran ayının (II). dönemi ile Ağustos ayının (I.) ve (II.) dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi ve gecikme faizlerinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacına adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket adına tahakkuk eden amme alacaklarının davaya konu edilmemesi üzerine hukuka uygun olarak kesinleştiği, borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılması karşısında kanuni temsilci sıfatıyla davacının takibi yerinde olmakla birlikte, kanuni temsilcilik sıfatından kaynaklanan sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olması sebebiyle sorumluluğu doğuran olayların ortaya konulması gerektiği, şirket adına kesinleşen borçların, ithal edilen ve yurt içinden temin edilen malların 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan malların imalinde kullanmadığından bahisle vergi kaybına neden olmasından kaynaklanması sebebiyle kanuni temsilci yönünden sorumluluğun özel tüketim vergisinin eksik beyan edilmesinden kaynaklandığı, davacının, vergi kaybına neden olan beyannamelerin verildiği tarihlerde kanuni temsilcilik sıfatına haiz olup olmadığının tespiti gerektiği, kanuni temsilcilik görevinin 11/08/2011 tarihinde sona erdiği, öte yandan, 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listedeki mallar için beyannamenin vergilendirme dönemini izleyen onuncu günü akşamına kadar verileceği ve verginin beyanname verme süresi içinde ödenmesi gerektiğinden, davacının kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği 11/08/2011 tarihine göre, 2011 yılının Haziran ayının (II.) dönemine ilişkin beyannamenin 10/07/2011 tarihine kadar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, bu tarihte davacının şirketin kanuni temsilcisi olduğu açık olduğundan, amme alacağının bu döneme ilişkin kısmının davacıdan istenmesinde isabetsizlik; 2011 yılının Ağustos ayının (I.) dönemine ilişkin beyannamenin 25/08/2011 tarihine kadar, (II.) dönemine ilişkin beyannamenin ise 10/09/2011 tarihine kadar verilmesi gerektiği dikkate alındığında ise davacının söz konusu tarihlerde şirkette kanuni temsilci sıfatına haiz olmadığı açık olduğundan, bu dönemlere ilişkin herhangi bir kusuru olmayan davacının sorumluluğu bulunmadığından ödeme emrinin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, borcun zamanaşımına uğradığı, asıl amme borçlusu olan şirketin Haziran 2011 vergilendirme döneminde herhangi bir satışının olmadığı, satış yoksa tarhiyatın da olmaması gerektiği, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin kendisinden sonra kanuni temsilci olan …'ın ikametgahında kızı …'a tebliğ edildiği, tebligat tarihinde …'ın 12 yaşında olduğu, tebliğ alındısında imzasının da bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesi uyarınca muhatap yerine kendisine tebligat yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı ve bariz bir surette ehliyetsiz olmaması gerektiği, nüfus kayıt örneğine göre 12 yaşında olan kişiye yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle borcun kesinleşmediği; davalı idarece, şirket yönünden dava konusu yapılmayarak kesinleşen borç için kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.


    TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ :
    … Kimya Gıda ve Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen amme alacağı için kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı kısmen kabul eden, kısmen reddeden vergi mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurularının reddine ilişkin karar temyiz edilmiştir.
    Sıvı yakıtlar ve bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticaretini yapan … Kimya Gıda ve Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan emtiayı, aynı cetveldeki bir başka malın imalatında kullanacağını taahhüt etmesine karşın bu taahhüdünü yerine getirmeyerek, satın aldığı baz yağı herhangi bir işleme tabi tutmaksızın aynı şekilde piyasaya sattığının tespit edilmesi üzerine gerçek bir emtia teslimine dayanmayan fatura düzenlediği de ileri sürülerek üç kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapıldığı saptanmıştır. Şirketin mükellefiyet kaydı vergi dairesi müdürlüğünce 10/08/2013 tarihinde re'sen terkin edilmiştir. Davacı …'ın 02/12/2010 ila 11/08/2011; …'in 11/08/2011 ila 07/10/2011; …'ın ise 07/10/2011 tarihinden itibaren kanuni temsilci olarak görev yaptıkları anlaşılmaktadır.
    Vergi kanunlarının vergiyi bağladığı olayın meydana gelmesi veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı ve vergi yükümlüsünün borcunu teşkil edeceği Vergi Usul Kanununun 19. maddesinde düzenlenen vergi alacağı; aynı Yasanın 20 ve 21. maddelerinde tanımlanan tarh ve tebliğinden sonra tahakkuk etmektedir. İzleyen 22. maddede tahakkuk, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi şeklinde tanımlanmıştır. 213 sayılı Yasanın 112. maddesinde, vergi mahkemesinde dava açılması nedeniyle ve 2577 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca tahsili duran vergilerden taksit süresi geçmiş olanların, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliğinden başlayarak; Vergi Usul Kanununun 368. maddesinde ise cezaya karşı dava açılmışsa, vergi mahkemesi kararına göre vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğinden başlayarak bir ay içinde ödenmesi öngörülmüştür.
    Şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, mükellefiyetin re'sen terkini nedeniyle vergi dairesi müdürlüğünde elden tebliğ edildiği …'ın kanuni temsilci olarak kendi sorumluluğunu da kapsayan 2011 yılının tüm vergilendirme dönemlerine ait vergi ziyaı cezalı kurum geçici vergi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi borcundan haberdar olması ve kanun gereği basiretli bir tacir olarak kabul edilmesi nedeniyle dava konusu yapılmayan tarhiyat üzerine tahakkuk eden borçtan dolayı bir sonraki aşamada ödeme emri ile takibe geçileceğini bilmemesi ve bilebilecek durumda olmaması düşünülemeyeceğinden, aksinin kabulü ise iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağından, vergilendirmenin kesinleşmesine rağmen borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle tahsili amacıyla kanuni temsilci olarak davacının takibinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Asıl amme borçlusu … Kimya Gıda ve Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden tahsil edilemeyen 2011 yılının Haziran ayının (II). dönemi ile Ağustos ayının (I.) ve (II.) dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi ve gecikme faizlerinin tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacına adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde; tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli, taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinde; tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebligatın, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kafi olduğu; tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı, muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği, 100. maddesinde; bilinen adreslere gönderilen mektupların posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı, tebliğ evrakının teslimi başlıklı 102. maddesinde; tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; … Kimya Gıda ve Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin mükellefiyet kaydının 10/08/2013 tarihinde vergi idaresince re'sen terkin edildiği, şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin 06/10/2016 tarihinde … Vergi Dairesi Müdürlüğünde davacıdan sonraki bir dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan …'ın rızasına binaen elden tebliğ edildiği, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ise yine …'ın ikametgah adresinde kızı …'a 13/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, gerek ihbarnamelerin gerekse ödeme emrinin dava konusu yapılmadığı, yapılan malvarlığı araştırmasında şirketin malvarlığının bulunmadığının saptanması üzerine kamu alacağının doğduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin dava konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak için, yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilan ile yapacağı belgelendirme işlemi olup amaç, işlemin muhatabı açısından yasal haklarını kullanabilmesine imkan tanımak; işlemi tesis eden idare açısından da hakkında işlem tesis edilen kişilerin hukuki sorumluluklarının yerine getirilip getirilmediğini tespit etmektir. Bu nedenle, 94. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, sadece işlemin muhatabı olanlar ve/veya bunlar adına hukuki tasarrufta bulunabilecek kişiler, adlarına tebligat yapılacaklar kapsamında sayılmış; bu kişilerin bulunmaması halinde tebliğin kimlere yapılacağı, değinilen maddeye 2365 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrada belirlenmiştir.
    Davacı tarafından temyiz aşamasında sunulan nüfus kayıt örneğinden şirket adına düzenlenen ödeme emrini tebellüğ eden …'ın tebligat tarihinde 12 yaşında olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, yapılan bir tebligatın geçerli sayılabilmesi için, muhataba veya Kanun'da sayılan bazı özel durumlar için muhatap yerine tebligatı kabule yetkili kimselere yapılmış olması gerekir. Kanun, muhatap yerine tebligatı kabule yetkili kimselere yapılacak tebliğin, muhataba yapılmış sayılacağını öngördüğünden, hukuken geçerli bir tebligat için, tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması şartının değerlendirilmesi gerekmekte olup, tebliğ tarihi itibariyle henüz 12 yaşında olan davacının kızına yapılan tebliğin görünüş itibariyle 18 yaşından aşağı olmayan bir kimseye yapıldığını kabul olanaklı bulunmamaktadır.
    Kanuni temsilcinin şirket borçlarından dolayı takibe alınabilmesi için, kamu alacağının şirket açısından usul hükümlerine uygun bir şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesi, şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılması, tespit edilen malvarlığına haciz konularak satışının sağlanması veya kıymet tespiti yapılarak kamu alacağından mahsup edilmesi ve sayılan bu takip işlemlerine rağmen kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılması durumunda, kanuni temsilcinin takibe alınarak adına ödeme emri düzenlenmesi gerekeceğinden, bu husus gözetilerek uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz istemlerinin kabulüne,
    2…. Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) - KARŞI OY :

    Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi