Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20113
Karar No: 2017/3612
Karar Tarihi: 27.04.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20113 Esas 2017/3612 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/20113 E.  ,  2017/3612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davalı Kurum, Yerel Mahkemenini 12.11.2015 tarihli kesilenleşen kararında hüküm kısmında Kurum aleyhine hükmedilen alacağı asıl alacak olmadığı, asıl alacağın dava açıldıktan sonra ödendiği gerekçesiyle hesap edilen faiz yönünden bu alacak üzerinde yeniden faize hükmedilmiş olması nedeniyle kararın tavzihen düzeltilmesini talep etmiştir. karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme 04.08.2016 tarihli ek kararıyla tavzih talebinin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R
    1) Davalı Kurum vekili 04/08/2016 tarihli dilekçesi ile Dairemiz denetiminden geçmek suretiyle 10/03/2016 gün, 2016/3728 - 2016/3901 E.K. no lu onama kararı ile kesinleşen ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla) "ne ait 12/11/2015 tarih ve 2013/150 Esas, 2015/846 Karar sayılı ilamının tavzihini talep etmiştir.
    Mahkemece verilen tavzih talebinin reddine dair 04/08/2016 tarihli ek karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davanın yasal dayanağı olan 6100 sayılı HMK"nun 305. maddesi gereğince; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” Buna göre tavzihle kesin hüküm bozulmaz.
    Somut olayda 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereğince İş Mahkemelerinden verilen kesinleşmiş kararlara karşı karar düzeltme yolu kapalı ise de buna ilişkin olarak yapılan talepleri değerlendirme yetkisi Mahkemeye ait olmayıp Mahkeme tarafından bu hususta bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi gerektiğinden Mahkeme"nin davalı Kurum vekilinin tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılması gerekmektedir.
    SONUÇ : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla) "ne ait 2013/150 Esas, 2015/846 Karar sayılı ve 04/08/2016 tarihli ek tavzih kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

    2- İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
    Bu nedenledir ki, Yargıtay bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    İncelenen dosya ve belgelerden, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)"ne ait 12/11/2015 tarih ve 2013/150 Esas, 2015/846 Karar sayılı ilamının davalı ve davacı taraf vekillerine tebliğ edildiği, davalı Kurum vekilince süresinde temyiz isteminde bulunulduğu, Dairemiz tarafından davalı Kurum vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verildiği, ne var ki davalı Kurum vekilince sunulan 16/11/2015 tarihli temyiz dilekçesi ile “faize faiz işletilmesi sonucunu doğuran hükmün bozulması” talep olunmuş ise de davalı Kurum vekilinin bu temyiz itirazı dikkate alınmayarak yerel Mahkeme"nin “davanın kabulüne” dair hükmünün onanmasına ilişkin Dairemizin 10/03/2016 gün, 2016/3728 Esas ve 2016/3901 Karar no lu kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla maddi hatanın giderilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dairemizin maddi hataya dayalı olarak vermiş olduğu 10/03/2016 gün, 2016/3728 Esas ve 2016/3901 Karar sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    3 - ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)"ne ait 12/11/2015 tarih ve 2013/150 Esas, 2015/846 Karar sayılı ilamının incelenmesine gelince;
    a) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    b) Dava, davacının murisinin hangi sigorta kolunda çalışması olduğunun tespit edilerek aylık bağlanmasına ve hakkında başlatılan icra takibinin aylığı 1479 sayılı Yasa uyarınca almaya devam etmesi durumunda iptaline, 506 sayılı Yasa uyarınca aylık bağlanması durumunda biriken aylıkların toplamından Kurumlar arasında alacağın mahsup edilmesine karar verilmesini istemiştir. istemine ilişkindir.
    Mahkemece; Dairemiz bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile “25.338,86 TL alacağın (faiz alacağı) dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlığın yasal dayanağı olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 121. maddesi ile “...Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez” (Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 104. maddesi “...Geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemez”) hükmü düzenlenmiştir. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 3. maddesi ile de benzer şekilde faize faiz yürütülmesi emredici hüküm olarak yasaklanmıştır.
    Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacının muris sigortalı eşinden dolayı 01.10.1998-13.07.2009 tarihleri arasında ... dan hak ettiği toplam 46.124,31 TL olan ölüm aylıklarına her bir aylığın ödenmesi gereken tarih dikkate alınarak ay be ay hesaplama yapıldığı, dava tarihi itibariyle toplam yasal faiz alacağının 25.338,86 TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla Mahkemece faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde tespit edilen faiz alacağı tutarı için yeniden yasal faize hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi ve HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hüküm fıkrasının 1.paragrafında yer alan “dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte” sözcüklerinin silinerek hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 27.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi