Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/60 Esas 2018/6389 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/60
Karar No: 2018/6389

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/60 Esas 2018/6389 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir davanın temyiz incelemesi sonucunda, suça sürüklenen çocuğun beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismar suçunu işlediği hususunda mağdurenin beyanları dışında kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildi. Ancak, karara karşı oy verenler, mağdurenin avukat ve psikolojik danışman nezaretinde verdiği beyanlar, verilen sosyal inceleme raporu ve mektup kapsamında bulunan bilgilerin doğruluğuna dikkat çekerek suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün onanması gerektiğini savundular. Kararda, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen mahkumiyet hükmü, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozuldu.
Detaylı açıklama:
- Suça sürüklenen çocuğun beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna ilişkin dosya tekrar görüşüldü.
- Suça sürüklenen çocuğun inkara yönelik savunmaları, raporlar, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak karar verildi.
- Suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediği hususunda
14. Ceza Dairesi         2018/60 E.  ,  2018/6389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Mahkûmiyet

    İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükmün suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte suça sürüklenen çocuk müdafiin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
    Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki suçu inkara yönelik savunmaları, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 14.11.2008 tarihli rapor ile bu raporun değerlendirilmesine ilişkin uzman doktor mütalaası, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediği hususunda mağdurenin istikrar arz etmeyen, hayatın olağan akışına aykırı ve ayrıntı içermeyen beyanları dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.11.2018 tarihinde Başkan ... ile üye ..."ın karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Mağdurenin olayın intikalinden hemen sonra avukat ve psikolojik danışman nezaretinde alınan beyanında maruz kaldığı eylemleri açıklıkla anlatması, beyanının alındığı sırada mağdureyi gözlemleyen psikolojik danışmanın mağdurenin ifadesini ve beden dilini değerlendirdiğinde anlattıklarının doğru olduğu izlenimi edindiğini mütalaa etmesi, sosyal inceleme raporu kapsamında beyanına başvurulduğunda polise verdiği ifadeden vazgeçmediğini ve bütün anlattıklarını yaşadığını belirtmesi, maruz kaldığı eylemler nedeniyle sanıklarla birlikte yaşadığı ortak haneyi terk etmeden önce mağdure tarafından yazıldığı hususu kardeşi tanık ... tarafından da doğrulanan yazdığı mektup kağıdının vasıf ve sayfa adedi gibi detaylarıda veren (vatan makine markalı kağıda yazmış olduğum dört buçuk sayfalık mektubu) ve içerisinde sanık olan ağabeylerinin kendisine karşı gerçekleştirdiği eylemleri anlattığı mektubun yerine gerçeğin meydana çıkmaması için ailece yönlendirilen mağdure yazmış süsü verilen tanık ..."ün eli mahsulü olduğu anlaşılan bir veda notunun çıkması, en son eylemin üzerinden yaklaşık iki yıl geçtikten sonra intikalin gerçekleştiği düşünüldüğünde genital muayenesinde herhangi bir bulguya rastlanmamasının tıbben mümkün olması, aile içinde yaşanan istismar olaylarında yargılamanın ilerleyen aşamalarında mağdurelerin görmüş oldukları baskı nedeniyle beyanlarını değiştirdiklerinin bilinen bir gerçek olması ve tüm dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün onanması düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.