9. Hukuk Dairesi 2017/4746 E. , 2018/5882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 01/04/2012 tarihinden 2012 yılı Eylül ayına kadar çalıştığını, çalışmasının sigortaya bildirilmediğini, ekmek dağıtım işinde şoför olarak çalıştığını, davacının davalı iş yerinde haftanın 7 günü çalıştığını, davacının sabah 5:30 dan akşam 21:30 a kadar çalıştığını ileri sürerek, fazla mesai ücreti alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı ve ücret alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, Mahkemenin 2012/457 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık Ertuğrul"un beyanları doğrultusunda davacının akşam 22:00 gündüz 13:00 sıralarında çalıştığı, davacının yaptığı işin niteliği dikkate alınarak günlük üç buçuk saat ara dinlenmesi düşülmüş, günlük on bir buçuk saat çalışan davacının günlük dört saat fazla mesai yaptığı, haftada yirmi sekiz saat mesai yaptığı kabul edilerek, % 30 takdiri indirim ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Usul yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Mahkeme kararları, T.C Anayasası’nın 141. ve HMK’nun 297. maddeleri uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Mahkeme kararının neler içermesi gerektiği HMK’nin 297. maddesinde detaylıca belirtilmiş olup, gerekçeli kararın içeriğinin dosyaya uygun olması gerekir. HMK’nun 297. maddesinin (c) bendi, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin yazılması gerektiğini emretmiştir. Mahkeme, anılan yasanın 297/c maddesi uyarınca belirlediği iddia ve savunmayı tartışarak sonuca gidecektir. Mahkemece gerekçeli kararda davalı savunmasına yer verilmemiş olup, Mahkeme kararı bu nedenle HMK’nun 297. maddesine aykırıdır.
3-Esas yönünden ise;
a)Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işyerinde sabah 05.30"dan akşam 21.30"a kadar çalıştığını iddia ederek fazla mesai ücreti alacağını talep etmiştir. Davalı davacının işyerinde çalışmadığını savunmuştur.
Dosya içeriğine göre, dinlenen davacı tanığı Nurol Bayrak davalı işyerinin müşterisi olup çalışan olmadığından çalışma düzenini bilebilecek durumda değildir. Mahkemece beyanı esas alınan ..."in ise bu dosyada tanık olarak dinlenmediği, Mahkemenin 2012/457 esas sayılı dosyasında talimat ile dinlendiği ve işyerinde çalışma saatleri konusunda davacının iddiasından farklı olarak, akşam 22.00 gündüz 13.00 saatleri arası olarak beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı iddiasını ispatlayamadığından fazla mesai ücret alacağı talebinin reddi gerekirken, Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davacının haftalık 28 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
b)Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.