12. Ceza Dairesi 2019/3821 E. , 2021/3882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Dava Tarihi : 02/10/2015
Hüküm : Davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat
talebinin kısmen kabulü ile 800.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan ... Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas - 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren iskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs suçundan 06/04/2010 - 22/06/2010 ve 11/02/2011 - 19/06/2014 tarihleri arasında 3 yıl 6 ay 24 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08/06/2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 340.258,16 TL maddi, 2.000.000 TL manevi tazminatın 05/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddine, 800.000 TL manevi tazminatın 05/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla, tutuklandığı tarihte emekli olan davacının kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin bulunmadığı, davacının ailesinin cezaevi ziyaretleri ve duruşmaları takip için yaptığı yol, yemek, araç bakım ve benzeri masrafları ile ... kayıplarının, davacının cezaevi harcamalarının, ceza dosyasına ve Anayasa Mahkemesi başvurusuna ilişkin vekalet ücretlerinin ve benzeri taleplerin ise 5271 sayılı CMK"nın 141 ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında hüküm altına alınamayacağı dikkate alındığında, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ve hükmolunan manevi tazminat miktarının eksik olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının gözaltında kalmadığının bildirildiği ve dosya içeriğine göre de 06/04/2010 - 22/06/2010 ve 11/02/2011 - 19/06/2014 tarihleri arasında tutuklu kaldığının anlaşılmasına karşın, hüküm fıkrasında davacının 05/04/2010 tarihinde gözaltına alınıp, 06/04/2010 tarihinde tutuklanarak 19/06/2014 tarihinde tahliye edildiği belirtilmek suretiyle duraksamaya neden olunması,
2- Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması,
3- Davacının gözaltında kalmadığı dikkate alınarak, tutuklama tarihi olan 06/04/2010 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" olan dava türünün gerekçeli karar başlığında, ""Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat"" olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.