23. Hukuk Dairesi 2014/11016 E. , 2016/292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arsa sahibi arasında adi yazılı şekilde yapılan 22.05.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, iş bedeli olarak 5 adet dairenin müvekkillerine devredileceğinin kararlaştırıldığını ve bu alacağın teminat olarak davalıdan 250.000,00 TL bedelli bir de senet alındığını, müvekkillerinin işi büyük oranda tamamladıklarını ve gelinen aşamada 4 adet daireye hak kazandıklarını ancak davalının dairelerin devrini yapmaması üzerine, işi bırakan müvekkillerinin davalı hakkında kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin iptal edildiğini, müvekkkilerinin yaptığı işin karşılığının davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 228.696,10 TL"ye arttırmıştır.
Davalı vekili, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, inşaatın %70 oranında bitirildiğini, davacıların sözleşmede kararlaştırılan işlerin pek çoğunu yapmadıklarını, ayıplı ve eksik imalatlar bulunduğunu, öte yandan kendi paylarına düşen dairelerin bir kısmını üçüncü kişilere satarak bedelini aldıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılan sözleşme geçerli değilse de, davacı yüklenicilerin bu sözleşmede belirlenen işlerin bir kısmını yaptıkları, binadaki ayıplı imalatların bedeli çıkarıldıktan sonra davacılar tarafından yapılan imalatların bedelinin toplam 228.608,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren, 208.608,00 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 17.05.2013 tarih ve 1829 E., 3285K. sayılı ilamıyla, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; ilgili Belediye Başkanlığı ile yazışma yapılarak, dava konusu yapının yasal olup olmadığı, yasal değilse, yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, yapıya iskân izni verilip verilemeyeceği, verilemiyorsa sebebi sorulup, bilirkişi kurulundan fiilen yapımı gerçekleştirilen işlerin davalı arsa sahibinin işine yarar durumda bulunup bulunmadığı, yapının yasal olup olmadığı, yasal hale getirilip getirilemeyeceği hususlarında rapor alınıp, yasal hale getirilmesi mümkün ise davacı yüklenicilere inşaatı yasal hale getirmeleri konusunda yetki ve makul süre verilmesi, verilen sürede yasal hale getirdiklerini mahkemeye bildirilmeleri halinde, mahkemece mahallinde uzman bilirkişi refakatinde keşif ve inceleme yapılıp, yasal hale getirilip getirilmediğinin denetlenmesi; varsa yasal hale getirme, güçlendirme vs. masrafların da düşülerek yapılan işlerin mahalli piyasa rayicinin belirlenerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ilgili beledeyi başkanlığınca bir kısım tadilatların yapılması durumunda yapı kullanma izin belgesinin verilebileceğinin bildirildiği, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, yapılan imalatların arsa sahibinin işine yarar durumda olduğunun bildirildiği ve ayıplı işlerin bedeli mahsup edildiğinde davacı yüklenicinin talep edebileceği imalat bedelinin 228.608,00 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin dava, kalan 208.608,00 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.