8. Hukuk Dairesi 2020/4896 E. , 2021/1597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı Hazine vekili, mülkiyeti davalılara ait olan 154 ada 5 (eski 316) parsel ve 154 ada 6 (eski 317) parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kaldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ..., ..., ..., ... davanın reddini savunmuş; diğer davalılar beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davanın süre yönünden reddine dair verilen ilk karar, Dairenin 27.12.2012 tarihli ilamıyla , 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı gereğince gerekli araştırma, uygulama yapılmak suretiyle işin esasının incelenmesi gerektiği yönünde bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çekişmeli taşınmazların kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun "kıyı kenar çizgisini" belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9. maddelerinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekte olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin idari yargıya ait olduğuna; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine" işaret edilmiştir. 3621 sayılı Kanun"un 5 ve 9. maddelerine göre de kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi zorunludur. Uzman bilirkişilerin, Yasanın ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının emredici hükümleri dışında, hiçbir bilimsel incelemeye, araştırmaya ve verilere dayanmaksızın belirlenen kıyı kenar çizgisine itibar etmek doğru değildir. Değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamı ile 3621 sayılı Kanun"un 5. ve 9. maddelerinde öngörüldüğü biçimde üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılması, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda bilimsel verilerden de yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi zorunludur.
Somut olayda, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, bilirkişi kurulunca araştırma çukurları açılmadığı gibi bilirkişilerce tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile idare tarafından oluşturulduğu fen bilirkişiler ... ile ...’in 11.05.2017 havale tarihli raporuna ekli krokide belirtilen Bakanlık onaylı kıyı kenar çizgisi ile çakıştırma yapılmamış, çelişki durumu açıklığa kavuşturulmamış, komşu parsellerin kıyı kenar çizgisine ilişkin durumu araştırılıp değerlendirilmemiştir.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş; üç kişilik jeolog ya da jeoloji mühendisi ile bir harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazda yeniden keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, varsa komşu parseller ile ilgili oluşturulan kıyı kenar çizgisi ve komşu parsellerin kıyı kenar çizgisine ilişkin durumunun araştırılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir. Anılan hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın yeniden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.