Hukuk Genel Kurulu 2019/448 E. , 2019/1216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “istirdat, tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.12.2014 tarihli ve 2014/710 E., 2014/436 K. sayılı karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.06.2016 tarihli ve 2016/4867 E., 2016/10954 K. sayılı kararı ile bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece direnme kararı verilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davacılar vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, istirdat ve tazminat istemine ilişkindir.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; önceki gerekçelerle ve mahkemenin 08.11.2018 tarihli kısa kararının yazımı sırasında sehven karara direnilmesi hükmünden sonra maddi hata sonucu kopyala yapıştır yöntemiyle direnilen hüküm yerine hatalı olarak bir önceki hükmün karara alındığı anlaşılmakla; bu defa direnilen doğru hükmün tavzih yoluyla karara alındığı gerekçeli kararda da belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, hükmün tavzih suretiyle değiştirilip değiştirilemeyeceği ve usulüne uygun olarak verilmiş bir direnme kararı bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
Bilindiği gibi, yargılamaya son veren ve hâkimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran kararlara nihai karar denir. Hâkim nihai karar ile davadan elini çeker; verdiği karardan dönemez ve onu değiştiremez. Nihai kararlar kanun yoluna götürülüp üst mahkemece bozulmadıkça hâkimin, nihai kararla sonuçlandırmış olduğu davaya tekrar bakması (el koyması) caiz değildir (Kuru, B./ Arslan, R./Yılmaz, E.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2011, s. 468).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 304. maddesi hükmün tashihini, 305. maddesi ise hükmün tavzihini düzenlemiş olup, anılan maddelerde yazılı durumların ortaya çıkması hâlinde, hâkim vermiş olduğu hükümde bazı düzeltme ve değişiklikler yapabilir. Ancak hükmün tashihi veya tavzihi bahanesiyle hüküm fıkrasında, taraflara tanınan haklarla, yüklenen borçlar bağlamında bir daraltma ya da genişletme yani herhangi bir değişiklik yapılamaz (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukuku C. I, Ankara 2016 s. 999).
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yerel mahkemece 08.11.2018 tarihli duruşmada verilen karar ile direnilen hükümden önceki gibi (yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretlerini de içerir şekilde) karar verilmiştir. Bu karar ile davadan el çekilmiş olmasına rağmen 20.11.2018 tarihinde mahkemece dosya yeniden ele alınarak maddi hata yapıldığı anlaşıldığı belirtilmek suretiyle duruşma açılmasına ve duruşma gün ve saatinin taraflara APS yoluyla tebliğ edilmesine karar verilmiştir. Belirtilen (06.12 2018 tarihli) duruşmaya davalı taraf mazeret dilekçesi sunmuş, davacı vekili ise tavzihe bir diyeceği olmadığını belirtmiş, verilen hüküm tavzih suretiyle değiştirilmiştir.
Tavzih ile esası etkileyecek nitelikte hüküm fıkrası sonucu değiştirilip düzeltilemez. Bu aykırılık kamu düzenine ilişkindir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek direnme kararının gereğinin yerine getirilmesi suretiyle hüküm kurmak olup, bu hususlar gözetilmeksizin verilen direnme kararı usul yönünden bozulmalıdır.
SONUÇ: Direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince usul yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.