18. Hukuk Dairesi 2014/22410 E. , 2015/2855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 110 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Dosyaya gönderilen .... Belediye Başkanlığı"nın 16.10.2012 tarihli yazısında davaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı dışında, belediye mücavir alanı içinde, etrafı meskûn, taşınmaz ile belediye hizmet binası arası yaklaşık 5700 metre uzaklıkta olup, belediye hizmetlerinden ise yol, su, elektrik ve telefon hizmetlerinden faydalandığı bildirilmiştir. Geri çevirme kararı sonrası yine ... Belediye Başkanlığı"nın 05.03.2014 tarihli cevabi yazılarında; dava konusu taşınmazın imar planında mobilyacılar sitesi olarak gözüktüğü, beldenin gelişme istikametinde, nazım imar planı dışında olduğu, .... Belediye Başkanlığının 31.07.2014 tarihli yazısında ise dava konusu taşınmazın etrafının seyrek olarak meskûn olduğu belirtilmiştir. Her üç yazı çelişkili ve noksan olup taşınmazın vasfını belirleme bakımından yetersizdir. Mahkemece yapılan keşiflerde de taşınmazın vasfına yönelik herhangi bir gözlem yapılarak keşif zaptına bu hususlar yazılmamış olup, bilirkişiler ise yetersiz belediye yazısına atıf yaparak taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu kabul edip, emsal mukayesesi ile bedel tespit edilmiştir.
Oysa ki; Bakanlar Kurulunun Yargıtay"ca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, uygulama imar planı (genelde 1/1000 ölçekli) ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için ise, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir.
Taşınmaz belediye nazım imar planı (1/5000 ve daha büyük ölçekli) içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır.
Mahkemece öncelikle ilgili belediye başkanlığından dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın imar durumuna dair ayrıntılı yazı alınıp, daha sonra yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, özellikle keşif esnasında mahkeme hakimince gözlem yapılarak taşınmazın belediye hizmetlerinin hangilerinden yararlandığı hangilerinden yararlanmadığı, etrafında meskûn mahal olup olmadığı, varsa mesafeleri ve niteliği, taşınmazın mevcut durumu itibari ile kullanım şekli, taşınmazın üzerinde bina olup olmadığı, bu taşınmazın konumu yani sokağa, yola olan cephesi, önemli merkezlere uzaklığı, üzerinde yapılaşmaya ilişkin olarak imar durumu gibi hususların ayrıntılı şekilde keşif zaptına geçirilmesi, taşınmazın değişik açılardan fotoğraflarının çektirilerek bunların onaylanıp dosya arasına alınması ve taşınmaz vasfının açık ve denetime elverişli şekilde tespiti ile kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, gerek dava konusu gerekse bilirkişi raporunda somut emsal alınarak incelenen Antakya 3. Mıntıka 1217 parsel sayılı taşınmazın kadastro parseli olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payı düşülmemesi gerekirken, karara esas alınan bilirkişi raporunda %40 oranında düzenleme ortaklık payının düşülmesi,
3-Davacı vekili dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin tespiti davasından önce Kamulaştırma Kanunu"nun 27. maddesi gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin davalı adına bankaya yatırıldığını ileri sürdüğüne göre, eğer böyle bir dava açılıp, tespit edilen bedelin davalı adına bankaya yatırıldığı sabit olursa iş bu bedelin toplam kamulaştırma bedelinden mahsup edilerek fark bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar faiz uygulanması gerekirken, dava konusu taşınmaz hakkında Kamulaştırma Kanunu"nun 27. maddesi gereğince acele el koyma dosyası olup olmadığı araştırılmaksızın mahkemece tespit edilen toplam kamulaştırma bedeli esas alınarak yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.