2. Hukuk Dairesi 2015/23961 E. , 2017/3384 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, maddi tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen manevi tazminat talebi, nafakalara yıllık artış uygulanmaması ile ziynet ve para alacağı talebi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla, kendisinin reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakalarına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davası reddedilmiş, davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ise kabul edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı-karşı davacı erkeğin, annesinin kadına hakaret ve beddua etmesine sessiz kaldığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının az da olsa kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Davacı-karşı davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden gelecek yıllara yönelik artırım talebi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
5-Toplanan delillerden, dava konusu edilen ziynetler ve düğünde takılan paraların davalı-karşı davacı erkek tarafından iş yeri için bozdurularak harcandığı anlaşılmaktadır. Bunların erkeğe iade edilmemek üzere verildiği hususu da kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece hakimin aydınlatma görevi kapsamında (HMK m.31) aynen iade talebinde bulunduğundan kadının talep ettiği ziynetlerin nelerden ibaret olduğu ve değerleri ayrı ayrı açıklattırılıp dava konusu ziynet ve para alacağınını bilirkişi marifetiyle dava tarihindeki değerleri belirlenerek ziynet ve para alacağına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.03.2017(Prş.)