Esas No: 2018/464
Karar No: 2022/4035
Karar Tarihi: 14.06.2022
Danıştay 4. Daire 2018/464 Esas 2022/4035 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/464 E. , 2022/4035 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/464
Karar No : 2022/4035
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı /...
(...Başkanlığı)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Enerji Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Mahkeme kararına istinaden düzenlenen ...nolu ihbarnameyle 2011/4 dönemine ilişkin olarak hesaplanıp tahakkuk ettirilen ve ödenen gecikme faizinin iptali ve ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemi iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; yatırım indirimi stopajının temettü vergilendirmesi niteliği olduğu yolunda mahkeme ve Danıştay kararlarının 2012 yılına kadar istikrarlı olması karşısında, gerçekleştirilen tarhiyatların içtihat değişikliğinden kaynaklandığının kabulü gerekmekte olup, yanılma hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, buna göre davacı adına tahakkuk ettirilen gecikme faizinin iptali ve ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iade edilmesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği, ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edileceği, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarının ilgili idarece mükellefe bildirileceği kurala bağlanmış, ancak aynı Kanun'un 52. maddesinin son fıkrasında, kararın bozulması halinde kararın yürütülmesinin kendiliğinden duracağı kuralı getirilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 3. fıkrasında da, vergi mahkemelerinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 3. fıkrası gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanların vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, ayrıca ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanun'a göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı süre içinde ödeneceği, gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine göre hesaplanan fark gelir vergisi stopajının davacı adına tek kat vergi ziyaı cezalı olarak tarh olunduğu, söz konusu tarhiyatlara karşı açılan davada .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın Danıştay Dördüncü Dairesinin 06/05/2019 tarih ve E:2015/4255, K:2019/3434 sayılı kararı ile onandığı, davacı tarafından kararın düzeltilmesi isteminde bulunulması üzerine Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/02/2021 tarih ve E:2019/8406, K:2021/1184 sayılı kararı ile kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek kararın bozulduğu, anılan mahkeme tarafından, Danıştay bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davalı idarece Mahkeme kararına dayanılarak dava konusu ...nolu ihbarname düzenlenmiş ise de, söz konusu Mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesi kararı ile bozulması üzerine Vergi Mahkemesi tarafından bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verildiği görüldüğünden bu karara istinaden düzenlenen dava konusu ...nolu ihbarnamelerin de hukuki dayanağı kalmamıştır.
Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf istemini reddeden Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmediğinden, temyiz konusu kararın yukarıdaki gerekçeyle onanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davası, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabilecek davalar şeklinde tanımlanmıştır.İdari yargıda, idarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı tek taraflı, kişilerin hukukunu etkileyen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin idari davaya konu olabileceği kabul edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 20. maddesinde, verginin tarhının, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden, vergi dairesi tarafından hesaplanarak, bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari bir işlem olduğu; 22. maddesinde, verginin tahakkukunun, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olduğu; aynı Kanunun 34. maddesinde de, ikmalen ve re'sen tarh edilen vergilerin, içeriği 35. maddede gösterilen "ihbarname" ile ilgililere tebliğ olunacağı hükmü yer almış, 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayrı, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 377. maddesinde, mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre; vergi uyuşmazlıklarında kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem, içeriği Vergi Usul Kanununun 35. maddesinde gösterilen ihbarname ile tebliğ olunan tarh işlemi ile vergi kanunlarına aykırı hareket edenler adına, bu vergiye bağlı veya bundan bağımsız olarak kesilen vergi cezalarını konu edinen işlemlerdir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 5. fıkrası uyarınca düzenlenen (2) nolu ihbarnameler, 213 sayılı Kanunun 34 ve 35. maddelerinde belirtilen şekilde usulüne uygun ve yeniden vergi tarh veya ceza kesilmesi niteliğinde olmayıp, mahkeme kararına göre tespit edilen vergi ve ceza yükümlülüğünün bildirilmesinden ibarettir. Mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla düzenlenen bildirim niteliğinde bir işlem olan 2 nolu ihbarnamenin hukukilik denetimi, sadece hesaplanan gecikme faizi miktarıyla ya da mükellefte hata yapılıp yapılmadığı veya benzer şekildeki maddi hatalarla sınırlı bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafça, hesaplanan gecikme faizi miktarıyla ya da mükellefte hata yapılıp yapılmadığı veya benzer şekildeki maddi hatalarla sınırlı bulunulmaksızın, ilgili dönem tarhiyatlarının kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde açılan davanın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşü ile Dairemiz kararına katılmıyorum.