3. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2796 Karar No: 2019/8535 Karar Tarihi: 30.10.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2796 Esas 2019/8535 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2019/2796 E. , 2019/8535 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının 5258 sayılı Kanun kapsamında sözleşmeli aile hekimi olarak görev yaptığını, aile hekimlerinin taşınmaz kiraları, personel ve malzeme giderlerini Kanun kapsamında kendilerinin karşıladığını, bu giderler karşılığında her ay ödeme yapıldığını, davalıya her ay bu bedel düzenli olarak ödenmesine rağmen kullandığı taşınmazın bedelinin tahsil edilemediğini belirterek 4.360 TL kamu zararı alacağının ait olduğu aylardan itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından işin esası incelenerek dava esastan sonuçlandırılmış, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/04/2017 tarih 2017/273 Esas-2017/5906 Karar sayılı ilamı ile davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Bozma ilamı doğrultusunda İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olan görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması görevi İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş, 13/12/2018 tarih ve 2017/668 E. 2018/950 K sayılı kararı ile davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. İş bu kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen ilamı ile Mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle bozulmuş, Yargıtay dosyadan elini çekmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp karar verilmiştir. Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir. Bu itibarla, 13/12/2018 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli merciinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 30/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.