14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6269 Karar No: 2018/689 Karar Tarihi: 22.01.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6269 Esas 2018/689 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/6269 E. , 2018/689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.05.2013 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı vekili, müvekilinin ...İlçesi, ... Mahalllesi, ...Sokak, No:... adresindeki Hazineye ait arsa üzerine 1976 yılında gecekondu yaptığını, daha sonra eşi ve çocukları ile yurt dışına yerleştiğini, taşınmazda bulunan gecekondunun yerine kendisinin gönderdiği paralarla market inşa edildiğini, marketin davacının dava dışı kardeşi Haydar tarafından işletildiğini, zemin katta ise davalının annesi ile birlikte ikamet ettiğini, gecekondunun 1976 yılında kendisi tarafından yapıldığından tapu tahsis belgesinin adına alınması gerektiği halde davalının kendi adına tapu tahsis belgesi aldığını ileri sürerek davalının dava konusu taşınmaza müdahalesinin önlenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazda bulunan bodrum kat, 19/D kapı numaralı bağımsız bölüme davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir. Davalı hükmün temyiz edilerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu kimliği onaylı 01.12.2017 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 308. maddesinde kabulün, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki kabulün geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. Bu nedenle kararın davalının davayı kabulü hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.