4. Hukuk Dairesi 2017/515 E. , 2017/2595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Bakanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/01/2011 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince,
a) Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının haksız eylemi ile yaralanan dava dışı kamu görevlisine 2330 sayılı Kanun gereğince ödediği tazminatın rücuen ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eylem 01/08/2008 günü gerçekleşmiş, davacı idare ise 10/06/2010 günlü Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile 2330 sayılı Kanun gereğince yaralanan dava dışı görevliye nakdi tazminat ödemiştir.
Haksız eylem sonucu oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıya rücu edilemez. Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat miktarından davalının sorumlu olmasını gerektirmez.
Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalının sorumluluğunun olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay günündeki katsayılara göre yaptırılacak hesaplama doğrultusunda belirlenmesi gerekirken, karar gününde yürürlükte bulunan katsayılara göre hesaplanan miktar üzerinden istemin kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
b) Dosya içeriğinden, davaya konu olay sırasında dava dışı polis memuru ...’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır. Davalı, polis memurunu kasten yaralamadığını, olayın kaza olduğunu beyan etmektedir.
TBK’nun 74. ( BK’nun 53. ) maddesi uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusurun bulunup bulunmadığı ve oranı konusunda ceza mahkemesinde varılan sonuç ile de bağlı değildir. Bu yüzden olayın oluşuna uygun şekilde kusur oranlarının somut olgular gözetilerek hukuk hakimi tarafından belirlenmesi gerekir. Kaldı ki, somut olayda ceza mahkemesindeki yargılamada davalının beraatine karar verilmişse de, olay sırasında alkollü olan davalının direnmesi sonucu davalı ile dava dışı polis memurunun birlikte yere düştüklerinin belirlenmesine göre, davalının eylemi ile dava dışı polis memurunun yaralanması arasında uygun illiyet bağı vardır. Şu durumda; mahkemece dava dışı polis memurunun yaralanmasının davalının eylemi ile meydana geldiği, kusurun kast değil taksir derecesinde olmasının ancak indirim nedeni olacağı gözetilerek tazminatın kapsamının belirlenmesi gerekirken, istemin tümüyle kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.