23. Hukuk Dairesi 2015/6999 E. , 2016/280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin asıl, alacağa ilişkin karşı davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete 01.02.2010 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar danışmanlık hizmeti verdiğini, bu hizmetin karşılığı olarak 19.10.2011 tarihinde 166302 no"lu danışmanlık hizmeti bedeli karşılığı 276.871,54 TL"lik fatura düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalı tarafından 234.636,90 TL"lik bir ödeme yapıldığını, 42.234,64 TL KDV"nin ödenmediğini, buna ilişkin ... Noterliği"nin 23.11.2011 tarih ve 38392 yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalı şirkete gönderildiğini, davalının hiçbir ödeme yapmadığını, 19.10.2011 tarihli 166301 no"lu ve 19.10.2011 tarihli 166300 no"lu faturaların usulsüz olarak müvekkil şirkete iade edildiğini, 19.10.2011 tarihli 166302 no"lu fatura kapsamında 42.234,64 TL KDV alacağının tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3353 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borca ve fer"ilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı ile danışmanlık hizmeti verme konusunda şifahen anlaşma yapıldığını, 01.02.2010 tarihinde toplam 5 adet çek ile 200.000,00 TL ödeme yapıldığını, 08.02.2010 ve 17.02.2010 tarihlerinde de EFT yolu ile 34.636,90 TL daha nakit ödeme yapılarak toplam 234.636,90 TL ödeme yapıldığını, Mart 2010 ayında davacı firmadan arzu edilen hizmetin alınamayacağının anlaşılması üzerine verilen çeklerin tahsile konulmamasının istenildiğini, davacının çekleri üçüncü kişilere ciro ettiğini, müvekkiline gönderilen faturanın sebepsiz, dayanaksız, alacak oluşturmaya yönelik ve hukuken geçersiz olduğundan derhal iade edildiğini, KDV"nin vergi çeşidi olması nedeniyle maliyeye ödenmesi gerektiğini, iade edilmiş bir faturanın KDV"sinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca bir hizmet sunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davasında ise ödenen 234.636,90 TL"nin davacıdan avans faizi ile birlikte tahsilini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında vekalet-danışmanlık sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşme kapsamında asıl davada davacı-karşı davada davalı tarafından asıl davada davalı-karşı davada davacıya 276.871,54 TL miktarında fatura tanzim edildiği, faturanın 234.636,90 TL"sinin ödendiği, asıl davada takibe konu alacak miktarının ödenen alacak miktarının KDV"si olduğunun ihtilafsız olduğu, karşı davada davacının, davalıdan 2010 yılı Mart ayında istenilen hizmetin alınamayacağı anlaşılınca avans olarak verilen çeklerin iadesinin istendiği iddiasının ispatı yönünden herhangi bir belge ibraz etmediği, vekalet ilişkisini 01.06.2011 tarihine kadar devam ettirdiği, avans verilen çekler ve yapılan ödemelerin iadesi için veya bedelsiz olduğunun tespiti için aradan uzun süre geçmesine karşın karşı davada davalı aleyhine yazılı ihtarda bulunmadığı, herhangi bir icra takibi veya dava açmadığı gibi kendi ticari defterlerinde karşı davada davalıya yaptığı ödemeleri kendi şirketinin hakim ortağı hesabına virmanlayarak karşı davada davalı ile hesabını kapattığı, hizmeti almadığını iddia eden karşı davada davacının bu şekilde davranmasının basiretli ve tedbirli bir tacirin davranışına uymayacağı gibi hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, asıl davada davacı-karşı davada davalının vekalet sözleşmesi kapsamında hizmet verdiği, karşılığında söz konusu faturaların düzenlendiği, bakiyesinin ödenmediği ve takibe konu edildiği, karşı davada davacının hizmetin alınmadığı iddiasını yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle, asıl davada davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibinin 42.234,64 TL asıl alacak ve 1.165,85 TL işlemiş faiz olmak üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 2/2. maddesi uyarınca avans faizi işletilmek sureti ile devamına, İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca alacağın % 40 olan 17.360,19 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, reddedilen kısım yönünden asıl davada davacının kötüniyeti kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatı isteminin ve ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.