13. Hukuk Dairesi 2016/17555 E. , 2017/8097 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/07/2014 tarih ve2013/353-2014/265 sayılı hükmün Dairemizin 07/03/2016 tarih ve 2015/2783-2016/6831 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, davalının hissedarı olduğu 925 parselin satışına yönelik olarak davalı ile aralarında 22.07.2008 tarihli taahhütnamenin yapıldığını, anılan taşınmazın bilahare dava dışı şirkete satışının yapıldığını, taahhütname ile satışın yapılması halinde 250.000 USD"nin komisyon olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, kararın onanması üzerine, davalı bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı, davalıya ait hisseli taşınmazın satışına aracılık ettiğini, komisyon ücretinin ödenmediğini, tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını istemiştir. Davalı ise "taahhütname" başlıklı belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece taahhütname altındaki imzanın davalıya ait olduğunun yaptırılan imza incelemesi ile anlaşıldığı, davacının taşınmazın satışına aracılık ettiği, bu suretle simsarlık ücretine hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile Kartal 5. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2760 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 520/3 maddesi uyarınca taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Bu yön sözleşmenin geçerlilik koşuludur. Bir sözleşmenin yazılı yapılmasının unsurlarından birisi de, sözleşmenin her iki tarafça imza edilmesidir. Davacın dayandığı 22.07.2008 tarihli "Taahhütname" başlık belge sadece davalı tarafından imzalanmış olup davacının imzası bulunmamaktadır. Bu durumda, taraflar arasında, geçerli bir sözleşmenin varlığından söz edilemez. Hal böyle olunca, davacı geçerli bulunmayan sözleşmeye dayanarak ücret isteyemez. Sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu kabul edilse bile, az yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kararın zuhulen onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 07.03.2016 tarih ve 2015/2783 esas, 2016/6831 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 07.03.2016 tarih ve 2015/2783 esas, 2016/6831 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün yukarıda açıklandığı şekilde davalı yararına BOZULMASINA, HMK’nun 442/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 60,80 TL karar düzeltme harcının davalıya iadesine, 07/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.