1. Hukuk Dairesi 2015/7973 E. , 2018/1214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ- YIKIM-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteği yönünden ise davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili ile ihbar olunan vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden ihbar olunan ... İnş. San ve Tic. Paz. Ltd. Şti. Vekili Avukat, temyiz edilen davacılar vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar, maliki oldukları 12706 parsel sayılı taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın baz istasyonu yapmak suretiyle müdahale ettiğini, 27.08.2007 tarihli ihtarnameden de sonuç alamadığını ileri sürerek çekişmeli taşınmaza yönelik el atmasının önlenmesini, baz istasyonunun yıkımını ve 15.12.2005-15.12.2010 tarihleri arasındaki ecrimisilin davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu yapılan 12706 parsel sayılı taşınmazda baz istasyonlarının bulunmadığını, ... A.Ş."ye ait dava konusu baz istasyonu dahil tüm baz istasyonlarının Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu tarafından satışa çıkarıldığını, ... İktisadi Bütünlüğü ihalesini 24.05.2006 tarihinde kendilerinin kazandığını, bu şekilde baz istasyonunun mülkiyetinin kendilerine geçtiğini, ihale hükümleri uyarınca ihale tarihinden sonra ortaya çıkacak borçlardan kendilerinin, öncesi borçlardan ise ... A.Ş."nin sorumlu olacağını, baz istasyonunun bulunduğu 12709 parselin ise, dava dışı ... İnşaat Sanayi ve
... Ltd Şti. ile iyiniyetli olarak yaptığı kira sözleşmesine istinaden kullandığını, ayrıca 12709 parsel davacılar adına kayıtlı iken 23.01.2008 tarihinde ... İnşaat Sanayi ve Pazarlama Ltd Şti."ye satış suretiyle de temlik edildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılırsa, davacılar tarafından ihtarname çekmek sureti ile malik sıfatının şirkete tebellüğ edildiği tarih olan 29.08.2007 ile taşınmazın ... İnşaat Ltd. Şti.’ne satıldığı tarih olan 23.01.2008 arası döneme ilişkin ecrimisil talebinde bulunulabileceğini belirterek davanın reddini savunmuş ve davanın ... İnşaat Sanayi ve Pazarlama Ltd. Şti."ye ihbarını istemiştir.
Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteği yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği, toplanan delillerden; çekişme konusu tarla vasıflı 12706 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalı ... ..., 1/2 payının ise diğer davacıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, 28.11.2011 tarihli keşif sonrası alınan 15.03.2012 havale tarihli fen bilirkişisinin raporunda çekişme konusu 12706 parsel üzerinde baz istasyonlarının mevcut olduğunun tespit edildiği, 28.05.2013 tarihli keşif sonrası alınan 06.06.2013 havale tarihli kontrol mühendisinin raporunda ise, 12706 parselde bulunan dava konusu baz istasyonlarının 12709 parsele taşındığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava her ne kadar ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmiş ise de HMK 61 ve devamı maddeleri gereğince ihbar olunanın davada taraf sıfatı olmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Taraf vekillerinin temyiz istemine gelince;
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yer ve yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı olan 7.500,00 TL dava değeri üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Şu halde, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi ve eski hale iade istekleri ile ilgili tespit edilecek dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Diğer taraftan, mahkemece hüküm kurmaya yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmamış, dava konusu baz istasyonlarının davalı şirkete ait olup olmadığı hususu Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurulundan sorulup belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca, öncelikle harç konusundaki usuli eksikliğin giderilmesi, bu eksiklik giderilir ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu"ndan dava konusu baz istasyonlarının davalı şirkete ait olup olmadığının hususunun sorularak sonuca göre karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.