1. Hukuk Dairesi 2015/13946 E. , 2018/1213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 878 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının, davalı şirket tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın fabrika olarak kullanmak suretiyle işgal edildiğini, 23.01.2013 tarihli ihtarnameden de sonuç alamadığını ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için 703.375,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında maddi hata sonucu davalının ... Maden Eşya Ticaret ve Sanayi A.Ş. olarak gösterildiğini, oysaki ... Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret ve Sanayi A.Ş. olduğunu belirterek madi hatanın düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazın davacının muvafatı ile kullanıldığını, intifadan men şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, intifadan men koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ecrimisile konu arsa vasıflı 878 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının pay sahibi olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkınının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; ecrimisil, kötüniyetli zilyedin taşınmaz malikine ödemek zorunda olduğu bir bedeldir.
Ayrıca, taşınmaza müdahale edenin üçüncü kişi olduğunun belirlenmesi halinde, üçüncü kişinin intifadan men edilmesine gerek yoktur.
Somut olaya gelince, davalı şirket kayıtla ilgisi olmayan üçüncü kişi konumunda olup intifadan men edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın da hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacı, dava konusu yerin davalı tarafından fabrika olarak kullanılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürmüş, davalı vekili ise taşınmazın davacı paydaşın muvafakatı ile kullanıldığını savunmuş taraf vekilleri de iddialarını ispat için tanık deliline dayanmışlar ancak; mahkemece tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca; taraf tanıklarının tümü dinlenerek iddia ve savunma üzerinde durulması, çekişme konusu yerin muvafakata dayalı olarak kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.