14. Hukuk Dairesi 2015/7811 E. , 2018/670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 24.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Davacı maliki olduğu 1022 ada 4 parsel sayılı taşınmazda imar uygulaması sonucunda; davalı lehine imar düzenlemesiyle kanuni ipotek tesis edildiği ipotek bedelinin ödenmesi suretiyle; ipoteğin fekkini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır.
Somut olayda; Mahkemece; ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/148 E, 2013/20 K sayılı dosyası ile görülen tapu iptali ve tescili davasında 06.02.2013 tarihli karar ile davanın kabulüne, davacı şirket lehine bilirkişi raporunda liste halinde verilen parseller üzerinde tesis edilmiş olan kanuni ipoteklerin terkinine dair karar verildiği, İpotek şerhinin kaldırılması yönündeki kesinleşen ilan gereğince; davanın konusu kaldığı gerekçesi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/148 E, 2013/20 K sayılı dosyasının davacısı ... Satım Ltd. Şti., davalısı ise Yedpa kooperatiftir, anılan ilam; eldeki davada davacı olan ... açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi;
Dava konusu ipoteğin, taşınmazlarda ... Belediyesinin 28.10.2004 tarihli ve 5566 sayılı Encümen kararına dayalı olarak yaptığı imar uygulaması sonucu tesis edildiği; farklı bir ifadeyle, belirtilen parsellerde davalının kayden malik olduğu payın bu uygulamayla dava konusu 1022 ada 4 parsel sayılı imar parseline ipotek tesisiyle yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, imar düzenlemesiyle tesis edilen kanuni ipotektir.
Öte yandan, anılan idari işlemin...3. İdare Mahkemesinin 03.07.2007 tarihli ve 2005/1496 Esas, 2007/1878 Karar sayılı ilamıyla iptaline karar verildiği ve hükmün kesinleştiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Nevarki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir.
Bu durumda; bütün bu açıklamalar doğrultusunda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.