Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7404
Karar No: 2018/668
Karar Tarihi: 24.01.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/7404 Esas 2018/668 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/7404 E.  ,  2018/668 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.09.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili; 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki müvekkilinin babası ... ...’a ait hak ve hisseyi 30.07.1987 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile temlik aldığını; ancak, tapuda kardeşi olan davalı ... adına da pay tescil edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalı, taşınmazdaki payını oğlu ......’a bağışladığını taşınmazda herhangi bir payı kalmadığından kendisine husumet düşmeyeceğini, öncelikle davanın husumetten reddini, taşınmazın babaları ... ...’tan miras kaldığını, tapu tahsis belgesi sahibi olan babasından kalan taşınmazın kendisine miras olarak düşen payını Belediyeden bedelini ödeyerek satın aldığını, satış vaadi sözleşmesi ile yapılan satışın gerçek bir satış olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü; davacı vekili temyiz etmiştir.
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    26.05.1954 tarihli ve 7/17 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mirasçılar arasında zamanaşımı işlememektedir
    Somut olaya gelince; Davacılar vekili, 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 06.08.1986 tarihinde müvekkili ve davalının babası ... ...’a tapu tahsis belgesi verildiği, ... ...’un 30.07.1987 tarihli, satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazdaki hak ve hissesinin bedelini alarak müvekkiline satmayı vaad ettiğini, taşınmazın imar uygulaması sonucunda 2587 ada 754 parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, davacı ve davalının babası olan ... ...’un 13.09.1988 tarihinde öldüğü davalı ...’a da taşınmazda hisse verildiği, müvekkili ...’un babası ... ...’tan tüm hak ve hisselerini satın alması nedeni ile kardeşi olan davalı ...’un taşınmazda hakkı olmadığı, ... adına kaydedilen payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece; dava konusu 2587 ada 754 parsel sayılı taşınmazın 107/480 payının ...Belediyesi adına iken 2012 yılında 2981 sayılı Kanun gereğince davalı ...’a satıldığı bu payın muris ... ...’a ait olmadığı, ...Belediyesi"ne ait olup daha sonra davalı ...’a satılmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından; 06.08.1986 tarihli tapu tahsis belgesine göre 118 ada 7 parsel içindeki 193 m2 alanın ... ... adına tahsis edildiği; ...1.Noterliğinin 30.07.1987 tarih 48470 yevmiye numaralı Satış Vaadi Sözleşmesi ile ... ... 1118 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hissesinin tamamını ...’a 100.000 TL bedelle bedelini alarak satmayı vaadettiği, ... ...’un 13.09.1988 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçılık belgesine göre mirasçı olarak geriye ... ve ...’un kaldığı, ...Belediyesi"nin 10.11.2009 tarih 2009/1077 sayılı Encümen Kararına göre 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile 2584 ada 754 parsel sayılı taşınmaza dönüştüğü yeni oluşan 404,16 m2 yüzölçümlü taşınmazın 180,29 m2"sinin ...Belediyesi"ne ait olduğu, 06.08.1986 tarihli tapu tahsis şerhi ile ... ... adına tahsisli olduğu, ölü olan ... ...’un miras belgesine göre (1/2) payın ...’a 1/2 payın ...’a ait olduğunun belirlendiği,
    ...Belediyesi"nin 07.09.2012 tarihli Encümen Kararı ile; taşınmazın 107/480 payının (90,09 m2) 2981 sayılı Yasa gereğince ... oğlu ...’a bedeli mukabilinde tahsisen tescil edildiği, 13.09.2012 tarihli Encümen Kararı ile; diğer hak sahibi olan ...’a taşınmazın 107/480 (90,09m2) payının 2981 sayılı Yasa gereğince tahsisen tescil edildiği, ...Belediye Başkanlığı’nın 11.09.2012 tarihli ...Tapu Müdürlüğüne yazılan yazısında 118 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 2981 (3290-3366) sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereği yapılan imar uygulaması sonucunda 2587 ada 754 parsel (404,16 m2) sayılı taşınmaza dönüştüğü, 180,29 m2"sinin 06.08.1986 tarih ve 3253 yevmiye numaralı tapu tahsis şerhi ile ... oğlu ... ... adına tahsis edildiği, muris ...’ın 1988 tarihinde ölümü üzerine mirasçılık belgesine göre 1/2 payının ..., 1/2 payının ...’a düştüğünü, anılan parselin 107/480 payının 2981 sayılı Yasa uyarınca ... adına tahsisen tescil edilmesinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Dosyada mevcut 2587 ada 754 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre 107/480 payın davacı ... adına 107/480 payının ise davalı ... adına tescil edildiği, Uyap tapu kayıt sorgulamasında 2587 ada 754 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kapalı olduğu yeni oluşan 10498 ada 754 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından yargılama sırasında davalı ...’un taşınmazdaki 107/480 payını 25.03.2014 tarihinde oğlu ......’a bağışladığı tespit edilmiştir.
    Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus 6100 sayılı Yasanın 125. maddesidir.
    Bilindiği üzere; alacağın devri ve borcun üstlenilmesi Türk Borçlar Kanununun 183 ila 204. maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızasının alınması gerekmez. Alacağın devri, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun alacağın devrinden sonraki asıl muhatabı artık alacağı devralan kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için alacağın devri işleminden sonra borcunu, alacağı devralan kimseye ifa etmesi gerekir.
    Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
    Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
    Anılan maddeye göre,
    1-Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
    a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
    b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
    Somut olayda, mahkemece 6100 sayılı HMK.nun 125. maddesi (1086 sayılı HUMK.nun 186. maddesi) uyarınca işlem yapılmamıştır. Zira, davanın yargılaması sırasında davalı ...’un taşınmazdaki bu payını 25.03.2014 tarihinde oğlu ...’a bağışladığı gözetilerek, anılan el değişikliği bakımından 6100 sayılı HMK.nun 125. maddesi (1086 sayılı HUMK.nun 186. maddesi) uyarınca işlem yapılmadığı anlaşılmakta olup, 1118 ada 7 sayılı parselden imar uygulamaları sonucu oluşan parsellerin tedavülleri ile birlikte tapu kaydı getirtilerek HMK.nun 125 maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği açıktır.
    Anılan yasal düzenleme uyarınca işlem yapılmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Mahkemece; 6100 sayılı Yasanın 125. maddesi uyarınca işlem yapılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiş; hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi