19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15581 Karar No: 2016/5628 Karar Tarihi: 04.04.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15581 Esas 2016/5628 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı bankaya sunulan 5 adet çekin karşılıksız kalmasının ardından çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 5.225,00 TL'nin tahsili amacıyla davalı bankaya başvuruldu ancak bankanın ödeme yapmaması üzerine dava açılmıştır. Mahkeme, çeki keşidecisi tarafından davalı bankaya sunulan vekaletname altındaki imza ile çeklerdeki keşideci imzasının örtüşmediği, dolayısıyla bankanın yasal yükümlülük tutarını ödeme zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacıların temyizi üzerine bu karar düzeltilerek onanmıştır. Kararda, dava konusu çeklere ilişkin çek defterinin verildiği tarihte yürürlükte olduğu anlaşılan 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8/4. maddesi ve 3/6. maddesi (3167 sayılı Yasa 4/son) uyarınca bankanın sorumluluk tutarını ödemekle yükümlülüğünün çek aslının bankaya bırakılması halinde sözkonusu olabileceği yönündeki Yargıtay kararlarına atıfta bulunulmuştur.
19. Hukuk Dairesi 2015/15581 E. , 2016/5628 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından bankaya sunulan 5 adet çekin karşılıksız kaydı yapıldıktan sonra çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 5.225,00 TL"nin tahsili amacıyla davalı bankaya başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, müvekkilinin yazılı talebinin de keşideci imzasının kendilerindeki örneğe uymadığı gerekçesiyle reddedildiğini, bankanın kendiliğinden imza incelemesi yapmasının doğru olmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava konusu 5 adet çeki takasa sunduğunu ve karşılığı olmaması nedeniyle çeklerin arkasını yazdırdığını, aradan uzun bir zaman geçtikten sonra sorumluluk bedellerini istediğini, yapılan incelemede çeklerdeki imzaların hesap sahibine ait olmadığının tespit edildiğini ve bu nedenle sorumluluk bedellerinin ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, çek keşidecisi tarafından davalı bankaya sunulan vekaletname altındaki imza ile çeklerdeki keşideci imzasının örtüşmediği, keşideci imzasının bulunmaması nedeniyle belgelerin çek olma vasfını kaybettiği, dolayısıyla bankanın yasal yükümlülük tutarını ödeme zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, karşılıksız kalan çeklerin yasal sorumluluk bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu çeklere ilişkin çek defterinin verildiği tarihte yürürlükte olduğu anlaşılan 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 8/4. maddesinde ”Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3. maddenin 3. fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı tarafından bankaya bırakılmış olması zorunludur. Dava dosyasında çek asıllarının bankaya bırakıldığına dair bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece, 5941 sayılı Çek Yasası"nın 3/6. maddesi (3167 sayılı Yasa 4/son) uyarınca bankanın sorumluluk tutarını ödemekle yükümlülüğünün çek aslının bankaya bırakılması halinde sözkonusu olabileceği yönündeki Yargıtay"ın kararlı uygulaması da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değil ise de, gerekçedeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.