11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/15801 Karar No: 2018/138 Karar Tarihi: 10.01.2018
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15801 Esas 2018/138 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, mühür bozma suçuyla ilgili olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve sanığın temyiz süresinde olduğunu belirtmiş ancak iki suçun birleştirilmesi talebi yerine getirilmediği için hüküm kurulmasında yasaya aykırılık bulunduğunu vurgulamıştır. Bu sebeple, hüküm 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 4. ve 10. maddeleri ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2017/15801 E. , 2018/138 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesi kapsamında sanığa MERNİS adresinde yapılan tebliğ işleminde, komşusuna haber verilme zorunluluğu bulunmamakla birlikte tebligat evrakında gıyabi kararın adresteki kapıya yapıştırıldığına dair bilgiye yer verilmediğinden, 04.12.2014 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu, sanığın müracaatı üzerine 25.12.2014 tarihinde kalemde yapılan tebliğden itibaren temyiz süresinin başladığı ve sanığın temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine dair görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine, ancak; Davaya konu suçun tarihinin 06.12.2008 ve iddianame tarihinin 01.06.2009 olduğu, Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/320-655 E-K. sayılı davasına konu suçun tarihinin 16.01.2009 ve iddianame tarihinin 14.05.2009 olduğu, dolayısıyla ilk düzenlenen iddianame tarihinde iki suçun da işlenmiş olması nedeni ile zincirleme suç oluşacağı, uyulmasına karar verilen Dairemizin 31.03.2014 tarih, 2012/27924 Esas, 2014/6043 Karar sayılı bozma ilamı üzerine davaların birleştirilmesi talebinde bulunulduğu ancak birleştirme uyuşmazlığı çıktığı dikkate alınarak, 5271 sayılı Kanunun 4. ve 10. maddeleri gereğince öncelikle birleştirme uyuşmazlığının çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.