Esas No: 2022/5820
Karar No: 2022/14306
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/5820 Esas 2022/14306 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/5820 E. , 2022/14306 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, çekişmeli taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu İzmir İli, Narlıdere İlçesi, Narlıdere Mahallesi 66 ada 48 parsel sayılı taşınmazın, Hazine tarafından tapu kaydının iptali istemiyle açılan dava sonucunda İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/109 Esas, 2004/91 Karar sayılı ilamı ile 480,47 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeni ile tapusunun iptaline ve tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 29.12.2004 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 11.06.2012 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal alınan taşınmazların, satışına ilişkin akit tabloları Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2004 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden değer biçilmesi doğru değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-İlk karar yalnızca davalı Hazinenin temyizi üzerine bozulduğu halde, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bozma öncesi bedeline hükmedilmeyen 23 metrekare ve 103 m²lik eklentilerin de bedeli hesaplanmak suretiyle, davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hakkın ihlal edilmesi,
3-Dava konusu taşınmazda yer alan yapıların değerlendirme tarihi itibarıyla 31-32 yaşında olduğu tespit edilmiş olup, Aşınma Payları Hakkındaki Cetvele göre çelik ve betonarme karkas cinsinde 31-40 yaşındaki bina için % 32 oranında yıpranma payı düşülmesi gerekirken, gerekçesi gösterilmeden % 25 oranında yıpranma payı düşülmesi,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/3 maddesi uyarınca maddi tazminat isteminin davanın kısmen reddi durumunda, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinin gözetilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.