1. Hukuk Dairesi 2015/9375 E. , 2018/1201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ - ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.02.2018 Salı günü saat 11.35"te daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu 16, 41, 121, 225 ve 107 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ile paydaş olduklarını, ancak paylarına düşen kısımların davalı tarafından haklı ve geçrli bir neden olmaksızın kullanıldığını, davalının kullanımının ... AHM"nin 2004/7 D.iş dosyasında tespitinin yapıldığını ileri sürerek paylarına vaki eltmanın önlenmesine ve 2002-2006 yılları arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmesini istemişler, davacı ... yargılama aşamasında ölmüş, geriye mirasçı olarak taraflar kalmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazların kullanımının taraflar arasındaki fiili taksime uygun olduğunu, davacılar aleyhine 80 ve 190 sayılı parseller bakımından açtığı davaya karşılık olarak haksız bir şekilde eldeki davanın açıldığını ve bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, olmadığı takdirde ..., ... muristen kalan tüm taşınmazların davacılar tarafından kullanılmasından kaynaklanan tazminat hakkının tespit edilip eldeki davada takas ve mahsubuna karar verilmesini istemiştir.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece: “... 6100 sayılı HMK"nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka birgün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılamada beyanda bulunma olanağı tanınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi karşı dava yönünden de olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda haksız müdahalenin keşfen belirlendiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı dava bakımından ise karşı davacının iddialarını genişletip değiştirdiği, karşı tarafın da açıkça bu duruma muvafakat etmediğini belirttiği ve dolayısıyla davalının usulüne uygun olarak açıp harçlandırmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı vekilinin 11.03.2015 tarihli celsede “davacının dava konusunu yaptığı taşınmazların bugünkü asgari değeri 8.076.250,00 TL"dir. Bu değer üzerinden ödenmesi gereken harcı hiç ödememiştir” diyerek dava konusu taşınmazların değerinin belirlenmesini istediği, ancak yargılama aşamasında bu yönde bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.