11. Hukuk Dairesi 2019/787 E. , 2019/7598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2017 tarih ve 2016/552 E. - 2017/762 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 30/10/2018 tarih ve 2018/370 E- 2018/1659 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 17.04.2015-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli taşıma sözleşmesi nedeniyle taşıma hizmetinin verildiğini, hizmet bedeline ilişkin faturalara mahsuben kısmi ödemeler yapıldığını, ödenmeyen kısım için davalıya 10 günlük ödeme süresini içeren ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2016/1637 Esas sayılı dosyasında takip başlatılmış ise de, borçlu davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 19.08.2015 tarihli taşımayı yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, 28.08.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 22. maddesi uyarınca davacının bu aykırılığı nedeniyle uğranılan zararın talep edildiğini, davacının muaccel olan ve olmayan alacakları toplamı 70.920,65 TL"nin ödenmeyen 350.435,35 TL veya USD karşılığı alacağından takas ve mahsup edilmesi durumunda alacaklarının bulunduğunu savunarak, davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle % 20"den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tüm dosya kapsamı, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve 19.08.2015 tarihli hizmetin yerine getirilmemesine ilişkin olarak davacı tarafın sunduğu ve çözümü yapılan ses kayıtlarına dayanılarak, davalının davacının yerine getirdiği hizmet bedelini ödemeden karşı taraftan edimini yerine getirmesini istemeyeceği, 19.08.2015 tarihli hizmetin yerine getirilmemesinde kusurun davalıya ait olduğu ve zarar iddiası ile takas-mahsup talebinin yerinde olmadığı, tarafların usulüne uygun ticari kayıtlarına göre davacının takip miktarı kadar alacaklı olduğu, davalının kayıtlarında ise davacıya borç kaydının bulunmadığı, ancak davalının davadan önce çektiği ihtarnameler ve cevap dilekçesinde davacı tarafa olan borçlarının 70.920,65 TL olduğunu kabul ettikleri, kalan miktar yönünden davacının iddiasını ispatlayamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle asıl alacağının 70.920,65 TL olduğu ve ihtarnamede verilen 10 günlük süre geçtikten sonra davalının 19.02.2016"den itibaren temerrüde düştüğü bu tarihten takip tarihine kadar hesaplanan işlemiş faizin de talep edilebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüyle; 70.920,65 TL asıl alacak ve 122,41 TL işlemiş faize yönelik itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine ve kabul edilen asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince sonucu itibariyle doğru olan anılan kararın gerekçesinden "19.08.2015 tarihli hizmetin yerine getirilmemesine ilişkin olarak davacı tarafın sunduğu ve çözümü yapılan ses kayıtlarından, davacı şirket yetkilisinin bu tarihe kadar olan alacaklarını davalıdan alamadığı için kullanılan araçların kira bedellerini ödeyemediği ve araç sahipleri ile ihtilafa düştüğünü belirterek davalı şirket yetkilisinden ödeme yapmasını talep ettiği, davalının ödeme hususunda güçlük çektiğini araç sahipleriyle olan ihtilafın kendisini ilgilendirmediğini belirterek davacı şirket yetkilisinden yolcuları araçtan indirmesini istediği, davacı tarafın yine de hizmeti yerine getirebileceğini beyan etmesine rağmen davalı tarafın ısrar etmesi üzerine yolcuları araçtan indirdiği, ses kayıtları haricinde davalı tarafın davadan evvel gönderdiği ihtarnamelerde de muaccel olmasına rağmen ödemediği borçlarının bulunduğunu ikrar ettiği anlaşılmıştır." kısmının çıkartılarak düzeltilmesiyle, davalının asıl alacak tutarı olan 70.920,65 TL"nin % 20"si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.631,36 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.