BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 Esas 2021/1050 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/162
Karar No: 2021/1050
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 Esas 2021/1050 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/162 Esas
KARAR NO : 2021/1050
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ----- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde,--- dava dışı--- ve davalı---- arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi'ne istinaden ticari krediler kullandırıldığını, kredi ödemelerinde temerrüde düşülmesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, itiraz edilmediğini, takibe geçildiğini, ancak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, arabuluculuk sürecinde yapılan toplantıda anlaşmaya varılamadığını,----- kredinin tazmininin beklendiğini, borcun halen devam ettiğini, iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde,---kredilerine kefil olduğunu,--- numaralı kredinin ödenerek kapatıldığını, kefaletinin sona erdiğini,--- yeni bir kredi daha kullandırıldığını, kendisinin imzasının alınmadığını, imzasının bulunmadığı krediler için takip yapıldığını bildirmediğini, mağdur olduğunu, bankanın, asıl borçlunun işlerinin bozulduğunu, taksit ödemelerinin yapılmadığını bildirmediğini, gizlediğini, haksız şart oluşmasına neden olduğunu, sözleşmeler alındığında haksız şekilde para talep edildiğinin görüleceğini, asıl borcun kapatılması nedeniyle Kefil olarak kendisinden talep yapılamayacağını, kefaletinin sona erdiğini, savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
---- sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya ---- asıl alacak, 4.256,40 TL takip tarihine kadar işlemiş--- masraf olmak üzere toplam 255.233,40 TL, alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK'nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davacı-------- genel kredi ve teminat sözleşmeleri ----- borca kefil olduğu,
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK'nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunlu olduğu, dava konusu kefaletnamede tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, davalıların, takibin dayanağı olan genel kredi sözleşmesindeki kefil sıfatıyla atılan imzalarına bir itirazları olmadığı gibi, yargılama sırasında sözleşmedeki yazıların kendilerine ait olmadığı da iddia edilmediği, kefaletnamelerde tarih, kefil olunan miktar ve kefaletin türü de el yazısı ile yazılmış olup, bu haliyle davalıların kefaleti TBK'nın 583 ve 584.maddelerindeki şartları haiz olup geçerli olduğu, 6098 SY. TBK'nın 584 üncü maddesi gereğince, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şart olduğu, olayda eşin rızası da davacı alacaklı bankaca alındığı, kefalet şartları olayda gerçekleşmesi nedeniyle kefaletin geçerli olduğu,
Kefil her ne kadar borcun kapandığını, kefaletinin bittiğini belirtse de, kefaletin önceki borçları da kapsadığı yönünde imza verdiğinden, 250.000,00 TL'ye kadar borçtan sorumlu bulunduğu,
Davacı banka, Asıl Borçlu--------- kullandırdığı, bu krediler için yapılan ödemelerin ilk taksitin faizinin bile ödenmesine yetmediği, davacı bankanın hesabı kat etme yetkisine dayanarak, borcun ödenmemesi ---- ihtamameyi keşide ettiği, --- tarihinde ihtamamenin kefile tebliğ edildiği, --- kefil açısından sürenin dolduğu, ancak ödeme yapılmadığı, gün sonundan itibaren kefil açısından temerrüdün oluştuğu, ---- ---tekerrür olmamak kaydıyla” takibe geçtiği, ---- Tarihinde Kefilin itirazı ile takibin durdurulduğu, --- mahkememize başvurarak itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiği,
Bu noktada takip tarihi itibarı ile banka'nın kefilden alacağının bulunup bulunmadığı, varsa asıl alacak tutarı ile faizler ve fer'ilerinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
----bilirkişi raporunda, takip talebinde banka tarafından farklı hesaplama yapıldığının görüldüğü, hangi meblağlar üzerinden hangi günler için ve hangi oranların kullanılarak hesaplama yapıldığının açık olmadığı, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğu, takip yapılan ---işlemiş faiz, -- hesaplandığı, Takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına yıllık % 46,80 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiği,--- borçtan sorumlu bulunduğu, belirtilmiştir.
Rapor denetime elverişli olması ve yasaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik----- kadar---için takip yapıldığı, bilirkişice Takip yapılan---- hesaplandığı, taleple bağlı kalarak, takip tarihi itibarı ile faizler ve ferileri dâhil olmak üzere banka alacağının davalı kefil yönünden ---- alacaklı olduğu,---dahil edildiğinde 208.009,82 TL yönünden takibin devamına karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.--
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
2-Davalının --------- sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
3-Takibin 204.404,02 TL asıl alacak, 2.922,98 TL işlemiş faiz,---- --- masrafı olmak üzere toplam ---- üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Kabul edilen alacağın %20'sine tekabül eden icra inkar tazminatına davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan ----harçtan peşin alınan 2.531,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.677,16 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ---- davanın kabul edilen miktarı üzerinden 23.010,62 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 2.531,92 TL peşin harç toplamı: 2.586,32 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan --- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: --- davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
12---- yapılan ve --- ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
