11. Hukuk Dairesi 2019/527 E. , 2019/7597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09/10/2018 tarih ve 2018/405-2018/1260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı Banka"nın kredi müşterisi olduğunu, müvekkili şirketin davalı Banka"dan 2000 ile 2004 yılları arasında almış olduğu 72 adet çeki içeren boş çek koçanının 20.05.2011 tarihinde çalındığını, müvekkili şirketin davalı Banka"ya olan kredi borcunu kapatıp teminat olarak verilen taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını istediğini, ancak banka tarafından 72 adet çekin banka sorumluluk bedeli olan 43.200,00 TL"sinin bloke edilmedikçe ipoteğin kaldırılmayacağının bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 43.200,00 TL"nin davalı Banka"ya 23.11.2012 tarihinde bloke edilerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, davalı Banka"nın söz konusu boş çek yapraklarından dolayı henüz doğmamış veya ileride doğabilecek bankanın sorumlu olduğu miktarın depo edilmesini müvekkili şirketten isteyemeyeceğini, anılan çeklerin basım tarihleri itibariyle değişen çek yasaları gereği çek geçerlilik koşullarını taşımadığını ileri sürerek 43.200,00 TL"nin bloke tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 72 adet boş çek yapraklarının kıymetli evrak niteliğinde olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının bu çeklerin iptaline ilişkin herhangi bir mahkeme kararı ibraz etmediği için müvekkili bankanın asgari ödemekle yükümlü olduğu tutar nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini, 5941 sayılı Çek Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre müvekkili bankanın davacıya verilen çekler nedeniyle 30.06.2018 tarihine kadar 43.200,00 TL"lik ödeme riskinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı bankanın 30/06/2018 tarihine kadar davacı hesabındaki blokenin 5941 Sayılı Kanun kapsamında yapılan değerlendirme ile yerinde ve haklı olduğu, davanın açıldığı 25/10/2013 tarihi itibariyle blokenin haklılığı ve sürenin bitimi 30/06/2018 tarihi itibari ile blokenin kaldırıldığı gerekçesiyle açılan davanın yerinde olmadığından asıl davanın reddine ve davacı vekili tarafından bilahare 30/06/2018 tarihinden itibaren blokenin kaldırılması konulu bu dosya ile birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/899 Esasında kayıtlı davada ise yeniden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 17,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 27/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.