17. Hukuk Dairesi 2016/18936 E. , 2019/9205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... tarafından sigortalı bulunan davacı ... idaresindeki araç ile davalıların sürücü ve maliki olduğu aracın karıştığı kazada davacı Rabianın yaralandığını ve anne karnında bulunan bebeklerini kaybettiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 500,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi, davacı ... için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etti.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 82.792,26 TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan 08.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... müşterek ve müteselsilen alınarak, davacı ..."a verilmesine, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ...Ş. yönünden davanın reddine
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde, sözleşmenin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı ... olup davalıların her ikisi de, kaza tarihinden önce davalı ... ve davalı İbrahim arasında ariyet sözleşmesi yapıldığı ve davalı İbrahim"in aracı ticari işlerinde kullanmak üzere kendi nam ve hesabına kullandığını belirtmişlerdir. Buna ilişkin olarak davalı ... vekili tarafından 01.03.2013 tarihli adi yazılı ariyet sözleşmesini sunulmuştur. Mahkemece davalı ..."ın husumet itirazı ariyet sözleşmesinin adi yazılı olması, üçüncü kişiler yönünden bağlayıcı nitelikte bulunmaması nedeniyle reddedilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Buna göre yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalıların savunması göz önünde bulundurularak, davalı ... ile davalı ... arasındaki ariyet sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen ariyet sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, şartları varsa ariyet sözleşmesinin veya ariyet bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde davalı malik ve ariyet alanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle ariyet sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine 10/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.