22. Hukuk Dairesi 2017/16617 E. , 2019/19951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Davacının ... nezdinde 1988 yılından iş sözleşmesinin davalı kurum tarafından askıya alındığı 19/10/2007 tarihine kadar mevsimlik işçi olarak, 01/11/2007 tarihinden kadroya geçirildiği 15/07/2011 tarihine kadar ise sözleşmeli personel olarak, 15/07/2011 tarihinden emekli olduğu 14/11/2014 tarihine kadar bir fiil çalıştığını, davacının emekli edilmesi nedeniyle davalı kurum tarafından kendisine 6.182,42TL kıdem tazminatı ödendiğini, davacıya ödenen kıdem tazminatı tutarının davacının davalı kurumda kadrolu olarak çalıştığı 15/07/2011-14/11/2014 yıllarına ait olup bu tarihten önceki çalışma yıllarına ilişkin olarak kıdem tazminatı alacağının ödenmediğini, bu hususun davalı kurumun verdiği cevabi yazılarıyla da sabit olduğunu, davacının davalı kurum nezdinde çalıştığı sırada ... üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, davacının davalı kurum nezdinde çalıştığı tüm süreler üzerinden ödenmesi gereken ancak kısmi olarak ödenen kıdem tazminatı alacağının tahsilinin gerektiğini öne sürerek kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının kıdem tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır.
İşçinin, kamu kurumlarında işçilikte geçen hizmetlerinin birleştirilmesi için önceki çalışmaların, fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği mülga 1475 sayılı Kanun"un 14/5. maddesinde açık biçimde düzenlenmiştir.
İşyerinde işçi statüsünde çalışmakta olan ve kendi isteği ile ayrılarak bir kamu kurumunda memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğundan söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay H.G.K. 15.10.2008 gün 2008/ 9-586 esas, 2008/ 633 karar; 28.11.2007 gün 2007/ 9-814 esas, 2008/ 896 karar).
Mahkemece davacının 15/05/1988-14/11/2014 tarihleri arasında toplam 13 yıl 9 ay 18 gün davalı kurum bünyesinde çalıştığı, davalı kurum tarafından dosyaya sunulan 12/03/2015 tarihli dekont ile davacıya 6.182,42 TL kıdem tazminatının ödendiği, davacının bakiye 37.706,33 TL kıdem tazminatı alacağının bulunduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesindeki iddia ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 15.05.1988 yılından iş sözleşmesinin davalı kurum tarafından askıya alındığı 19/10/2007 tarihine kadar mevsimlik işçi olarak işçi statüsünde, 01/11/2007 tarihinden kadroya geçirildiği 15/07/2011 tarihine kadar sözleşmeli personel olarak, 15/07/2011 tarihinden emekli olduğu 14/11/2014 tarihine kadar ise 5510 Sayılı Kanun’un 4/1-c kapsamına tabi hizmetli olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Davacının işçi statüsünde geçen çalışması 15.05.1988-19.10.2007 tarihleri arasında olup, iş sözleşmesinin davacının işçi statüsünden sözleşmeli personel statüsüne geçmesi nedeniyle son bulduğu anlaşılmaktadır.Dosya içerisinde statü değişikliğinin davacının iradesi ve istemi dışında gerçekleştirildiğini gösteren bir delil bulunmamaktadır. Davacının aynı işyerinde çalışmaya devam etmek ile birlikte iş kanununa tabi iş sözleşmesinin 19.10.2007 tarihinde işçinin isteği ile son bulduğu, 01.11.2007 tarihinden itibaren idari mahiyetteki iş sözleşmesi ile çalışmasının devam ettiği, bu nedenle iş sözleşmesinin devrinden söz edilemeyeceği, kendi isteğiyle iş akdi son bulan işçinin kıdem tazminatı isteme hakkı bulunmadığının kabulü gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 24.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.