Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/1384 Esas 2018/3541 Karar Sayılı İlamı

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Dosya içerisinde mevcut İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nün 22.10.2015 tarih ve 2015/28016 genel işlem defter numaralı ekspertiz raporunun 2. maddesinde bu suç nedeniyle yakalanan Ali Reza Bahadorimaneshti ismi ile parmak izi alınan sanığın parmak izlerinin, 07.10.2013 tarihinde doğum yeri, tarihi, ana, baba ismi farklı olan Alireza Afaghnahand ismi ile kayıt yapılan şahısla aynı olduğu bildirilmesi karşısında aynı parmak izleri iki ayrı şahsa ait olamayacağından; dosya içerisinde fotokopisi bulunan sanığın üzerinden çıkan pasaportun asıl ( orijinal) ve ona ait olup olmadığı, sanığın uyruğu bulunduğu İran Cumhuriyeti Devleti ya da elçiliklerinden sorularak gerçek kimlik bilgileri araştırılmadan varsa nüfus ve adli sicil kayıtları getirtilmeden hüküm kurulması,
2) Yabancı uyruklu olup kollukta Türkçe konuşmayı bildiğini beyanı üzerine tercüman bulundurulmadan ifadesi alınan sanığın, 15.06.2016 tarihli dilekçesinde “ tercümanım olmadığı için kendimi ifade edemedim” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla; sanığın Türkçe dilini yeterince bilip bilmediği belirlenemediğinden; tercüman görevlendirilmeden savunması alınarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-e maddesine de aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
3) İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.