22. Hukuk Dairesi 2016/21382 E. , 2019/19937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı işçinin hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ispat kuralları ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece davacının çalışma gün ve saatlerini kendisinin düzenleme insiyatifi olduğu gerekçesiyle hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir. Ne var ki; bu alacaklar yönünden varılan sonuç ve yapılan araştırma yetersizdir.
Davacı tanıklarından 2001-2009 yılları arasında çalışan ...’ın beyanına göre davacının dini bayramların ilk günü hariç çalıştığı; yaz dönemi olan yedi ay boyunca ayda bir pazar çalışması olduğu anlaşılmaktadır. 2009-2011 yılları arasında çalışan davacı ... ...’ün beyanından ise hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı sonucuna varılamamaktadır. Öte yandan, dosya içerisinde el terminal raporları ve şirket içi yazışmalar bulunmaktadır.
Dosyada aldırılan ancak hükme esas alınmayan bilirkişi raporunda, işyeri kayıtları ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek davacının dini bayramların ilk günü hariç çalıştığı; yine aynı deliller ile yaz dönemi olan yedi ay boyunca ayda bir pazar çalışması olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Sözkonusu hesaplama davacı ... ...’ün çalışmaya başladığı tarihe kadar dosya içeriğine uygundur. Bu nedenle belirtilen tarihe kadar hesaplanan miktar, sadece kayıtlara göre hesaplama yapılmamış olduğu dikkate alınarak hakkın özünü zedelemeyecek oranda bir indirim ile hüküm altına alınmalıdır.
Davacı ... ...’ün çalışmaya başladığı tarihten sonra ise; bu tanığın beyanı ile hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günü çalışmaları ispatlanamadığından,bu dönemde kayıtlara göre sonuca gidilmeli, el terminal raporları ve şirket içi yazışmalar ile davacının haftanın yedi günü kesintisiz çalıştığının ve ulusal bayram ve genel tatil gününde çalışması olduğunun belirlenmesi halinde belirtilen alacakların hesabı yapılmalı ve sadece kayıtlar dikkate alındığından hesaplanan miktardan indirim yapılmamalı, alacakların varlığının tespit edilmemesi halinde bu dönem bakımından taleplerin reddine karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davalıların kabul edilen kıdem tazminatı alacağından sorumluluklarının doğru belirlenip belirlenmediği konusu da uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta; davacının 10.04.1995-31.12.1999 tarihleri arasında, davalı ... Tanıtım ve Halkla İlişkiler A.Ş bünyesinde çalıştıktan sonra, aralıksız şekilde 01.01.2000-30.01.2012 tarihleri arasında davalı ... A.Ş. bünyesinde çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı ... A. Ş. tarafından kıdem tazminatı ödenmesini hak edecek şekilde sonlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının her iki şirket bünyesinde geçen toplam çalışmasının aralıksız olması davalı savunması, dosya içeriği ve emsaller dikkate alındığında davalı şirketler arasında, iş sözleşmesi devri yapıldığının kabulü dosya kapsamına uygundur. Bu durumda, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı Kanunu"nun 14. maddesine göre, işçinin kıdeminin her iki işveren bünyesinde geçen çalışma süreleri toplamı esas alınarak hesaplanması, devralan işverenin kıdem tazminatının tamamından sorumlu tutulması, iş sözleşmesini devreden işverenin ise kıdem tazminatından sorumluluğunun, işçiyi çalıştırdığı sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlı tutulması gereklidir. Anılan sebeple, hükmedilen fark kıdem tazminatından, davalı ... A.Ş."nin sorumluluğunun, işçiyi çalıştırdığı süreyle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle, davalı ... AŞ’nin ise kıdem tazminatı miktarının tamamından sorumlu tutulması gerekirken davalı ... AŞ’nin sadece kendi dönemi ile sınırlı sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Karar başlığında davalı .....AŞ’nin unvanının, “IPM..AŞ” olarak gösterilmesi de isabetli bulunmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.