Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4716
Karar No: 2020/1265

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/4716 Esas 2020/1265 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/4716 E.  ,  2020/1265 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 03/03/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davalı Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilleri adına tapuda kayıtlı bulunan ... ili, ... ilçesi, ... köyü 137 parsel sayılı taşınmazın; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/106 E. - 2006/56 K. sayılı ilamı ile toplam 63,172 m2"lik kısmının tapusunun orman olduğundan bahisle iptal edildiğini, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkillerin uğramış olduğu zararın giderilmesi için şimdilik, 10.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 24/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 513.556,62.-TL"ye yükseltmiştir.
    Mahkemece davanın kabulü ile 513.556,62.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapudaki payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 28/06/2018 tarih ve 2016/11716 – 2018/4954 E.K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle: "Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden nisbi peşin harç, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi nispi peşin harç ve ıslah harcının alınması gerekir.
    Ne var ki; davacılar vekili dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden peşin nispi harcı ve ıslahla artırılan miktar üzerinden de ıslah harcını ödememiş, maktu harç tutarınca peşin harç ödemekle yetinmiştir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nisbi peşin harç alınmadan yine ıslahla artırılan dava değeri üzerinden ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden nispi peşin harç ve ıslahla artılan dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılar vekiline usulünce süre verilip harcı ödenen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslaha değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." hususlarına değinilmiştir.
    Bozma ilamı sonrası davacı tarafça dava ve ıslah harcı yatırılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile 329.757,84.-TL"nin 23/12/2013 olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıların tapudaki ve veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından tazminata konu 137 parsel sayılı taşınmazın 1971 yılında tapulma ile 97800 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile ..., ... ve ... adlarına tescil edildiği, 2002 yılında intikal ile bir kısım hisselerinin ..., ... ve ... adına geçtiği, Orman Yönetimi tarafından tapu malikleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/106 E. - 2006/56 K. sayılı kararıyla taşınmazın 63.172 m2"sinin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün 27/11/2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 23/12/2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 tarih ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 tarih ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    Zararın meydana geldiği tarihe göre de tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Değerlendirme tarihi itibariyle taşınmazın niteliği arazi ise, net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün kişiler adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur.
    Bu nedenle; mahkemece, davacıların oluşan zararının Hazine tarafından karşılanması gerektiği yönündeki kabulünde ve arazi niteliğinde olan taşınmaza net gelir metodu ile tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 2013 yılına göre değer biçilmeye çalışılmasında yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece taşınmazın üzerinde bulunan ve kendiliğinden yetişen orman ağaçlarının değerine hükmedilmemesi de doğrudur. Bu yönlerden taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak davacı ... ve ... yargılama sırasında vefat ettikleri ve mirasçıları davaya devam ettikleri halde, karar başlığında davacı olarak gösterilerek bu kişiler hakkına hüküm kurulmuş olması, davanın tarihinin 23/12/2013 olduğu halde 11/09/2018 olarak yazılması doğru görülmemiştir. Ayrıca taşınmazın değerini etkileyecek objektif değer artışı
    bulunup bulunmadığı hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirilmemiş, mahkemece de bu husus araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca, davacılar tarafından yatırılan dava ve ıslah harcının davacılara iadesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmamış olması ve yargılama giderlerinin açıkça kalem kalem yazılmaması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeniyle duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.540,00.-TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/03/2020 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi