Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/1198 Esas 2017/3779 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi:
Sanıklar hakkında tayin olunan ceza miktarına göre sanıklar müdafiilerin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Katılan ..."ın ..."den bonoya dayalı alacağı için takip başlattığı, ..."in avukatı olan sanık ... tarafından bu takibe itiraz edildiği, takip devam ederken ..."in tanıdığı olan ve ticaretle uğraşmayan ..."a 28/02/2005 düzenleme ve 28/08/2005 ödeme tarihli 250.000 TL"lik bir senet verdiği, ..."in vekili olan ve diğer sanık ... ile aynı büroda avukat olarak çalışan sanık ..."in bu senet nedeniyle yapılan takibi üstlendiği, takibin başladığı gün borçlu ..."in icra dairesine gelerek imzayı ve alacağı kabul edip itiraz sürelerinden feragat ederek ve mal beyanında bulunarak haciz yapılmasını kabul edip takibi kesinleştirdiği, takip alacaklısı ..."in dosyadaki alacağının belirli bir kısmını .... A.Ş."ye temlik etmesine karşın, sanık ..."ın 12/12/2006 tarihinde icra dosyasındaki 215.391,28 TL"yi çektiği, avukat olan sanıkların katılanın alacağını elde etmesine engel olarak görevlerini kötüye kullandıklarının iddia edildiği olayda; katılanın, ..."in ... aleyhine başlattığı icra takibine konu senedin muvazaalı olduğuna ve söz konusu takibin iptaline yönelik açtığı hukuk davalarının sonucu araştırılıp, alacağın gerçek bir alacak mı yoksa muvazaalı bir işlem mi olduğu tespit edildikten sonra, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.