11. Hukuk Dairesi 2019/985 E. , 2019/7582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2017 tarih ve 2016/383 E- 2017/556 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 15/11/2018 tarih ve 2018/494 E- 2018/1180 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin önceden beri kullandığı "KAYSERİ PLATFORM" markasını tescil ettirmek için 10.02.2013 tarihinde TPMK"ye başvurduğunu, markasının 7. ve 39.sınıflarda tescil edildiğini ancak markasını 37. sınıfta tescil ettiremediğini, müvekkilinin 2009 yılından itibaren iş makineleri üzerinde "Kayseri Platform" ismini kullandığını, 2010 yılında www.kayseriplatform" internet sitesini kurduğunu, davacının bu isimle tanındığını, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmak için 37. sınıfta "Kayseriplatform" markasını tescil ettirdiğini, müvekkilinin anılan ibare üzerinde öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalı adına 2012/12567 sayı ile tescilli "Kayseriplatform" ibareli markanın 556 sayılı KHK kapsamında benzerlik, tanınmışlık, kötüniyet, önceki tarihli hak ve gerçek hak sahipliği gerekçelerine dayanarak, hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak, müvekkilinin 2002 yılından itibaren "Kayseri Platform" ismi ile platform kiralama işini yaptığını, aynı zamanda anılan markanın 2013 yılında ticaret unvanı olarak tescil edilip kullanıldığını, davacının, müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmak istediğini, kötüniyet iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının 2013/12937 sayılı "KAYSERİ PLATFORM" markasının tescili için 10/02/2013 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurduğunu,başvurunun hükümsüzlüğü talep edilen 08/02/2012 başvuru tarihli davalının "KAYSERİPLATFORM" markasından daha sonraki tarihte gerçekleştirilmiş olduğundan, sonraki tarihli davacı markasının önceki tarihli davalının tescilli markasının hükümsüzlüğüne gerekçe teşkil edemeyeceği, davacının bu tarihten önce markasının tanınmışlık düzeyine ulaştığını da kanıtlayamadığı, davacının ileri sürdüğü delillerin hiç birisinin davalının başvurusunun kötü niyetli olduğunu da ispatlayamadığı, davacının "www.kayseriplatform.com" alan adının 03/08/2010 tarihinde yaratıldığı, davacı tarafından sunulan 10 adet siyah beyaz fotograf kopyasının ise 2010 veya 2011 yıllarına ait olduğunun kalemle belirtildiği, dolayısıyla bu fotoğrafların tarih kaydı içeren ve o tarihte çekildiği ispatlanmış fotoğraf olarak kabul etmenin mümkün olmadığı, davacının 556 sayılı KHK."nın 8/3. maddesine dayalı hak sahibi bulunduğunu da kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece davacının öncelikli hak veya gerçek hak sahipliği iddialarının ispatlanamadığının kabul edilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.