12. Hukuk Dairesi 2018/13044 E. , 2018/9715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 18/10/2017 tarih, 2016/20838 Esas - 2017/12677 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe karşı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, şikayetin kabulüne karar verildiği, dairemizin 18.10.2017 tarih 2016/20838 E.- 2017/12677K. Sayılı ilam ile “...Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına çıkartılan ödeme emrinin "muhatap dışarıda olduğundan birlikte daimi çalışanına ... tebliğ edildiği" şerhiyle 10.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu hali ile tevziat saatinde borçlu muhatabın bulunmadığının tespit edilmesinden sonra tebliğ memurunca tebligatı alan şahsın daimi çalışan olup olmadığının tespitiyle tebligat zaptının düzenlendiği anlaşılmıştır. Tebligatı alan şahsın daha sonra o işyerinde çalışmadığına ilişkin beyanı, tebligat zarfındaki imzanın kendisine ait olması karşısında bir hüküm ifade etmeyeceğinden yapılan tebligatta yasaya uymayan bir yön olmayıp tebligat usulüne uygundur. Kaldı ki şikayetçinin, tebligat yapılan şahsın borçlunun çalışanı olmadığına ilişkin iddiasını ispata yarar dosya kapsamında sunulmuş başkaca bir delil ve belge de bulunmamaktadır.
Bu durumda muhatap adına yapılan tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu"nun 17. maddesine uygun yapılmış olmakla usulüne uygundur.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu görülmektedir.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir.
Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine göre yapılan tebliğ işlemlerinde, ödeme emri tebliğ işlemi şeklen usulüne uygun olsa dahi, tebligatı alan şahsın tebligat yapılan işyerinde çalışmadığının iddia edilmesi durumunda, bu iddianın nazara alınarak, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınarak, delillerin değerlendirilmesi sonucu, tebligatı alan şahsın, tebligat yapılan işyerinde, tebliğ tarihinde fiilen çalışmadığının anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilmektedir.
Somut olayda, tüm dosya kapsamına ve tebligatı alan şahıs hakkındaki ceza yargılaması boyunca yapılan araştırmaların sonucuna göre, ödeme emri tebligatını alan ...’ın, tebligat yapılan işyerinde çalışmadığı, dolayısıyla şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen kararın onanması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18/10/2017 tarih ve 2016/20838 E.- 2017/12677 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, ... 9. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 14/04/2016 tarih ve 2015/416 E. - 2016/274 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.