3. Hukuk Dairesi 2018/2832 E. , 2019/8429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik abonesi olarak 01.07.2011 tarihinden 30.06.2014 tarihine kadar davalı şirketten elektrik hizmeti aldığını, davalı şirketin, sözleşme süresinde ve sözleşmeye aykırı olarak kayıp, kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedelleri adı altında haksız tahsilatlar yaptığını ileri sürerek 01.07.2011 tarihinden 30.06.2014 tarihine kadar hukuka aykırı şekilde alınan iş bu bedellerinin dava açıldığı tarihten itibaren değişen oranlarda uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilin karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin XII. maddesine göre davada, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, esas yönünden ise haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı tarafın istinaf başvurusunun açıklanan gerekçelerle kısmen kabulüne, davacı tarafın sair istinaf sebepleri ile davalı tarafın istinaf sebeplerinin reddine, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına, dosya yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 294,10 TL yargılama gideri ile 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu madde hükmüne göre; taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, dava, yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen (yetkili) mahkemede açılır. Bu durumda, yetki sözleşmesi, kanunen yetkili kılınan genel veya özel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı cevap dilekçesinde görev ve yetki itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen 24/05/2011 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, davacının "SERBEST TÜKETİCİ" olarak sözleşmeyi imzaladığı, sözleşmenin XII. maddesinde "Bu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde ... ili, ... ilçesi Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin" yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, davacının tacir veya kamu tüzel kişisi olmadığından bahisle HMK"nun 17. maddesine göre yetki sözleşmesinin geçerli olmadığından bahisle, davalının mahkemenin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığını belirtmiş ise de, mahkemenin görevsizliğe yönelik itiraza hiç değinmemiştir. Şu durumda, davacının sözleşmeyi "SERBEST TÜKETİCİ" olarak imzalaması, vekile vekaletname verirken dernek olduğunu belirtilmemesi ve davalının, cevap dilekçesindeki "davacı taraf elektriği gelir elde ettiği dernek faaliyetlerini yürütmek amacıyla kullandığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu" yönündeki savunması üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK"nun 373/2. maddesi uyarınca dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.10.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.