16. Hukuk Dairesi 2019/994 E. , 2019/4543 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Şile/Kızılca Köyü çalışma alanında bulunan 774 ve 779 parsel sayılı sırasıyla, 1.982,70 ve 14.721,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine ayrı ayrı, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında, 774 sayılı parselin ..."ın, 779 sayılı parselin 2/4 hissesinin ...’ın, 1/4"er hissesinin ise ... ve ..."in kullanımında olduğu belirtilerek taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.01.2014 tarih, 2013/13852 Esas, 2014/176 Karar sayılı ilamıyla "Mahkemece davanın niteliği itibarı ile ancak 3402 sayılı Yasa"nın 11. maddesindeki ilan süresi içerisinde veya aynı Yasa"nın 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde genel mahkemede açılabileceği, davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, dava konusu 774 ve 779 parsel sayılı taşınmazların ilk tespitinin 1992 yılında, taşınmazların Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak ve tutanağın edinme sütununda zilyetleri olarak 774 sayılı parselde Mehmet Engin, 779 sayılı parselde ... gösterilmek suretiyle Hazine adına yapıldığı, tespitin 1999 yılında kesinleştiği, bu kez taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5831 sayılı Yasa ile değişik (Ek madde 4.) maddesi uyarınca güncelleme çalışması yapıldığı, dosya kapsamından davanın, kesinleşen güncelleme çalışmasına itiraz niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca, öncelikle, mülkiyeti Hazineye ait olan taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin tespiti istemi ile açılan davada, tapu maliki Hazinenin yanında, lehine kullanım şerhi verilen ..., ..., ... ve ...’in davaya dahil edilerek savunma ve delillerinin sorulup saptanması, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında Hazine tarafından, dava konusu taşınmazlarda fiili bir kullanım bulunmadığı iddiasına dayanılarak, taşınmazlardaki kullanıcı şerhlerinin iptali istemiyle 12.04.2016 gününde açılan dava, eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir. Dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda asıl dava yönünden davanın reddine, Hazinenin birleşen davası yönünden ise, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleşen dosya davacısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.