Esas No: 2016/11265
Karar No: 2017/243
Karar Tarihi: 19.01.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11265 Esas 2017/243 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan davacı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2010 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında ... ilçesi .... mhallesi 559 parsel sayılı 34.800 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1937 tarih 249 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak satış, ırsen intikal ve paylaşıma istinaden ..."un zilyetliğinde bulunduğu ancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/307 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu belirtilerek maliki mahkemece belirlenmek üzere 3402 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca tespit edilmiştir.
Davacı ...; 24.06.1953 tarihli satış senedi, ırsen intikal, paylaşım, 249 yazım numaralı vergi kaydı, Nisan 1295 tarih 42 sıra nolu tapu kaydı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241 E-1985/281 K. sayılı kararı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 13.09.1994 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi ... mahallesinde bulunan bir parça tespit dışı taşınmazın adına tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde 1994/307 Esas sayılı davayı açmıştır. Katılan davacı ... Yönetimi 22.10.1998 tarihli dilekçe ile; çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle davanın 3402 sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
Kadastro mahkemesince devam edilen yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman tahdidinde Kabaklar Özel Fıstık Çamlığı olarak sınırlandırılan alanda kaldığı, Kabaklar Özel Ormanının daha sonra 1980 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı, ancak anılan işleme yönelik ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 17 adet dava sonucu yörenin tapulu fıstık çamlığı olduğu gerekçesiyle 1980 yılında yapılan tahdidin iptaline karar verildiği, 14. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, 1980 yılında yapılan tahdidin yok hükmünde olduğu, aksi düşünülse dahi 1980 yılına kadar davacının 20 yılı aşkın eklemeli zilyetliğinin bulunduğu, davacının dayandığı 249 yazım numaralı vergi kaydının davalı taşınmazı kapsadığı, Anayasa Mahkemesinin zilyetlikle ormandan yer kazanmaya izin veren kanun maddesini iptalinden önce davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, daha sonra 1980 yılında yapılan orman kadastrosunun davacının haklarını ihlal etmeyeceği gerekçesiyle katılan ... Yönetiminin davasının reddine, davacının davasının kabulü ile 559 parselin fıstıklık niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm katılan davacı ... Yönetimi vekili ve davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13.12.1945 tarihli Resmi Gazetede ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik hükümleri uyarınca yapılıp 12.06.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu parselin bulunduğu bölgenin 3116 sayılı Kanuna göre 1945 yılında yapılan orman tahdidinde özel orman olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Daha sonra 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinde ise bu bölgenin tamamı 4785 sayılı Kanun gözetilerek “Devlet Ormanı” olarak sınırlandırılmış ise de toplam 17 adet dava dosyasına konu olan yerler hakkında 1980 yılında yapılan bu sınırlandırma ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararları ile iptal edilmiştir.
Buna göre, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplam 17 adet olan kesinleşen kararlarının kapsamı dışında kalan alanların 12/06/1980 tarihinde ilân edilen ve 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan orman tahdidinde sınırlandırıldıkları gibi “Devlet ormanı” nitelikleri kesinleşmiştir. 12/06/1980 tarihinde ilân edilen tahdide karşı dava açılan ve hükmen iptal edilen yerler yönünden ise halen ayakta ve geçerli olan 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilân edilen orman tahdidi olup, bu sınırlandırmaya göre de bu alan içinde kalan yerler özel orman olarak sınırlandırıldıkları için bu yerlerin özel orman nitelikleri kesinleşmiştir. Davaya konu parselin 1945 yılında ilân edilen tahditte özel orman alanı olarak sınırlandırılan 600 hektarlık alan içinde, daha sonra 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinde ise “Devlet ormanı” olarak sınırlandırılmış alan içinde olduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık konusu olan husus, dava konusu parselin kadastro tespitinin edinme sütununda yazıldığı gibi orman tahdidine itiraza konu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararında tahdit dışına çıkartılan taşınmazın kapsamı içinde yer alıp almadığıdır. Anılan mahkeme kararının kapsamı içinde ise dava konusu parsel özel orman, dışında ise Devlet ormanı niteliğinde olacaktır. Yani bir başka anlatımla, her halükarda parselin orman ile ilişkisi mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise davaya konu parselin kadastro tespitinin edinme sütununda sözü edilen ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararında, “… 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 7. maddesine göre kurulan orman kadastro komisyonunun “1981/56-1, 2 ve 3” nolu kavgalı taşınmazla ilgili ikinci sınırlama işleminin iptaline …” denilerek 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidini “1981/56-1, 2 ve 3” olarak belirtilen veya tanımlanan taşınmazlar yönünden iptal etmiştir. Bir başka anlatımla, anılan kararda 12/06/1980 tarihinde ilân edilen tahdit “1981/56-1, 2 ve 3” numara olarak belirtilen taşınmazlarla sınırlı olarak iptal edilmiştir. Bu kararın doğal sonucu olarak, “1981/56-1, 2 ve 3” nolu diye belirtilen taşınmazlar 1945 yılında ilân edilen tahdit nedeniyle eskisi gibi özel orman niteliğine dönmüştür. Çünkü bu yer, 1945 yılında yapılan tahditte özel orman olarak sınırlandırılan alan içindedir ve bu tahdit iptal edilmediğinden halen ayaktadır. Diğer yandan, “1981/56-1, 2 ve 3” nolu diye belirtilen taşınmazların kapsamı dışında kalan yerler ise (ve diğer tahdide iptal davalarının kapsamı dışında kalan yerler) 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılan ve 07/11/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinde Devlet ormanı olarak sınırlandırılan alan içinde kalmaktadır. Zira, 4785 sayılı Kanun gözetilerek 07/11/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidi bir bütün olarak iptal edilmemiştir; sadece ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplamda 17 adet olan dava dosyalarına konu taşınmazlar yönünden iptal edilmiştir. Bu nedenle, ... Asliye Hukuk Mahkemesince 1985 yılında verilen kararların kapsamı dışında kalan yerler yönünden 4785 sayılı kanun gözetilerek yapılan orman tahdidi kesinleşip, bu tahdidi iptal için öngörülen hak düşürücü süreler de geçtiğinden, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidine itiraza ilişkin kesinleşen kararlarının kapsamı dışında kalan taşınmazların tapu veya zilyetlik yoluyla özel mülke dönüşmesi olanağı bulunmamaktadır.
Her ne kadar, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı ve 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinin iptaline dair kararında; tahdidin iptaline konu taşınmaz yönünden; atıf yapılan herhangi bir bilirkişi raporu bulunmamakta ise de, anılan kararda davaya konu
taşınmaz “1981/56-1, 2 ve 3” nolu olarak belirtilmiş ve kararın hüküm fıkrasında dava konusu taşınmaz bunun dışında hudut, miktar veya başka bir belirleme ile tanımlanmamış ancak hükmün gerekçesinde 1981/56-1 nolu 40 dönüm, 1981/56-2 nolu 100 dönüm, 1981/56-3 nolu 30 dönüm yüzölçümlü taşınmazların sınırları da belirtilerek anılan yerlere ilişkin ikinci sınırlama işleminin iptaline karar verildiği belirtilmiştir. Dairede temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin bazı dosyalarının içinde kadastro tespitine esas alınan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraz davasına konu dosyalarının bulunduğu, bazı dosyalarda ise orman tahdidine dair Asliye Hukuk Mahkemesi dosyalarının bulunmadığı görülmüştür. Ancak, bu dosyaların tamamı birlikte incelendiğinde, mahkemenin hüküm fıkrasında tahdide itiraza konu taşınmazları belirttiği rakamsal ifadelerin mahkemenin bozma öncesi esasının yanına orman tahdidine konu taşınmazlara bilirkişi tarafından verilen numaralandırma olduğu anlaşılmıştır. Nitekim, Dairede temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı dosyası (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı dosyası) içinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası bulunduğu ve bu dosya içinde yer alan fen bilirkişi Yaşar Şahin tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli 1/10000 ölçekli krokide de taşınmazların bu şekilde numaralandırıldığı görülmüştür. Yani, anılan krokide orman tahdidine itiraza konu taşınmazlar mahkeme esas sayısı ve bu sayının yanına taşınmaza numara verilerek işaretlenmiştir. Eldeki davaya konu taşınmaz da anılan krokide “81/56 (1), 81/56 (2) ve 81/56 (3)” şeklinde işaretlenmiştir. Bozma sonrası yapılan keşifte ise bilirkişiler tarafından krokili uygulama yapılmamıştır. Bu durumda, mahkeme hüküm fıkrasında davaya konu yer olarak belirtilen taşınmazların bozma öncesi keşifte görev alan fen bilirkişi Yaşar Şahin tarafından hazırlanan krokide gösterilen yerler olduğu sonucu zorunlu olarak çıkmaktadır. Dolayısıyla 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinin iptaline dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararına konu taşınmazların, Dairede temyiz incelemesi yapılan ve ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8- 2012/42 sayılı (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı) dosyası içinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası içinde bulunan fen bilirkişi Yaşar Şahin tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli 1/10000 ölçekli krokide gösterilen taşınmazlar olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241E-1985/281K sayılı dava dosyası getirtilip, kapsamı belirlenmemiş, anılan dava dosyasının davacısı ile ... arasındaki akdi veya ırsi ilişki araştırılmamış, yine davacı gerçek kişinin dayandığı Nisan 1295 tarih 42 sıra nolu tapu kaydı uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, dayanak tapunun maliki ile ... arasındaki akdi veya ırsi ilişkide tespit edilmemiştir.
Bundan başka, mahkemece kurulan hüküm mahkemenin kabulü ile de çelişkilidir. Şöyle ki; mahkemece davaya konu parselin tamamının orman tahdidine ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararı kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi dava konusu taşınmazın bulunduğu alan 1945 yılında yapılan orman tahdidinde “Özel orman” olarak sınırlandırılmıştır. Daha sonra 4785 sayılı Kanun gözetilerek 07/11/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidinde “Devlet ormanı” olarak sınırlandırılmış ise de, gerçek kişilerin açtıkları tahdide itiraz davasıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararıyla 07/11/1980 tarihinde ilân edilen tahdit dava konusu “1981/56-1, 2 ve 3” ile belirtilen yer yönünden iptal edilmiştir. Bu durumda, dava konusu parselin tamamının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararında geçen ve “1981/56-1, 2 ve 3” sayılarıyla belirtilen taşınmazlar içinde kaldığı kabul edilse dahi, davaya konu parsel yönünden halen ayakta ve geçerli olan 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/12/1945 tarihinde ilân edilen orman tahdididir. Her ne kadar davacı ... Yönetimi dava konusu taşınmazın Devlet Ormanı vasfıyla tescili istemiyle dava açmış ise de çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, taşınmazın özel orman vasfında olduğunun gözetilmemiş olması ve davaya konu taşınmaz “Fıstıklık” niteliğiyle tespit edilmiş ise de taşınmaz fıstık çamı ağaçları ile kaplı olup niteliğinin Antep fıstığı ağaçlarıyla karıştırılabilecek şekilde tespit gibi “Fıstıklık” olarak değil “fıstık çamlığı” olarak düzeltilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru olmamıştır.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı kararının uygulandığı başka parsel veya parsellerin bulunup
bulunmadığı tespit edilerek, varsa bunların tutanak örnekleri getirtilmeli, şayet bunlardan eldeki dosya gibi davalı olan parseller varsa eldeki dava ile birleştirilmeli, daha sonra dava konusu parseli ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası ile orman tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı dosyası getirilmeli, anılan dosya içinde hükme dayanak kroki bulunmadığı takdirde orman tahdidine itiraz davasına konu taşınmaz mahkeme kararında numaralandırıldığı için hükme dayanak krokinin olması gerektiği gözetilerek mahkeme kararına dayanak kroki sıkı bir şekilde araştırılarak dosyaya celp edilmeli, bundan sonra önceki keşifte görev almayan bir orman ve iki harita mühendisi bilirkişi kurulu eşliğinde , yerel bilirkişi ve taraf tanıkları huzuruyla yapılacak keşifte, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/241-1985/281 sayılı dosyasında hükme dayanak kroki bulunduğu takdirde bu kroki, şayet anılan dosya içinde hükme dayanak kroki bulunmadığı takdirde ... Kadastro Mahkemesinin 2010/8 - 2012/42 sayılı (Dairenin 2014/6956 – 2015/4079 sayılı) dosyası içinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/231 – 1985/271 sayılı dosyası içinde bulunan fen bilirkişi .... tarafından hazırlanan 22/09/1981 tarihli 1/10000 ölçekli krokide eldeki davaya konu taşınmazlar gösterildiği için bu kroki ile kadastro paftası ölçeklerinin eşitlenip çakıştırılması suretiyle kesinleşen mahkeme kararı kapsamında kalan taşınmaz kuşkuya yol açmayacak şekilde zeminde ve kadastro paftası üzerinde belirlenmeli; yine, harita mühendisi bilirkişilerden 12/06/1980 tarihinde ilân edilen orman tahdidine itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin toplam 17 adet olan kesinleşen kararları kapsamında kalan taşınmazlar mahkeme esas sayısı ve anılan 17 adet dava dosyası dayanak yapılarak tespit edilen parsellerin sayıları da belirtilerek kadastro paftası üzerinde gösterecek birleşik kroki alınmalı, ayrıca davacının dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuruyla yapılacak keşifte yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, dayanak mahkeme kararındaki davacı ve tapu maliki ile ... arasındaki akdi ve ırsi ilişki belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın tutanak aslı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredildiğine göre aynı Kanunu"nun 30/2. maddesine göre re"sen araştırma yapılarak taşınmazın gerçek hak sahibi tespit edilmelidir.
Bu cümleden olarak; yapılacak uygulamada şayet davaya konu parselin tamamının kesinleşen mahkeme kararına dayanak bu kroki içinde kaldığı saptandığı takdirde, dava konusu parselin bu durumda özel orman olarak sınırlandırılan alan içinde kaldığı gözetilerek ve çoğun içinde az da vardır kuralından hareketle Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve tutanağın beyanlar hanesine 1945 yılında kesinleşen orman tahdidinde özel orman olarak belirlenen saha içinde kaldığı yönünde şerh ile birlikte niteliği “Fıstık çamlığı” olarak düzeltilerek gerçek hak sahibi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir. Şayet, davaya konu parselin bir bölümümün kesinleşen mahkeme kararına dayanak kroki içinde kaldığı tespit edilirse, kroki kapsamı içinde kalan bölüm yönünden yukarıda belirtildiği gibi hüküm kurulmalı, kroki kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise, Orman Yönetiminin davası kabul edilerek bu bölümün Devlet ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmelidir. Son olarak, dava konusu parselin tamamının kesinleşen mahkeme kararına dayanak olan kroki kapsamı dışında kaldığı tespit edildiği takdirde ise, davacı ... Yönetiminin davası kabul edilerek parselin tamamının Devlet ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve uygulama ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; katılan davacı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine, 19.01.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.